Dil Bilgisi
Dil:
İnsanların duygu, düşünce ve isteklerini anlatmak için kullandıkları
ses ya da işaretler sistemidir.
Dilbilgisi : Biş dili oluşturan sesleri,
kelimeleri, cümleleri ve bunlarla ilgili kuralları inceleyen bir
bilimdir.
Dünya Dilleri Arasında Türkçenin Yeri:
Yeryüzünde iki binden fazla dil incelenmiştir. Buna
göre Diller üç gruba ayrılır
Tek Heceli Diller |
Bitişken (Eklemeli) Diller |
Bükümlü (Çekimli) diller |
Bu dillerde bütün kelimeler tek
hecelidir. Kelimelerin çekimli haller yoktur. (Çince,
Tibetçe bu gruba girer) |
Kelime kökleri değişmez. Kelime
köklerine çeşitli ekler getirilerek türetkeler yapılır.
Kelimeler cümle içinde kullanılırken çeşitli çekim ekleri
alırlar. ( Türkçe, Macarca bu dil grubuna girer) |
Bu dillerde tek ve çok heceli
kökler ve ekler vardır. Kelime türetmelerinde ve çekim
esnasında köklerde değişiklik olur. (Arapça ve bütün Hint -
Avrupa dilleri bu gruba girer) |
Dillerin Çeşitlenmeleri:
A. Şive: Bir dilin değişik kültür düzeylerine göre
uğradığı değişime ŞİVE denir. Yazı diline yansımaz.
B. Ağız: Kentler veya köyler arasında rastlanan az
çok değişik konuşmalara AĞIZ denir. Gonya, Gayseri
vb.
C. Lehçe: Ağız ayrılığı daha geniş ve belirgin
şekilde ortaya çıkar. Konuşma dilinde beliren farklılık yazı dilinde
de kendini gösterir: Kıpçakça ve Çağatayca
gibi.
Tükçenin Kaynağı: Türklerin
anayurdu Orta Asya olup dilimizin kaynağı buradan gelir. Türkçeyi
konuşanların sayısı 120 milyon civarındadır. Türkler arasındaki ağız
farklılığı sürekli yeni lehçelerin türemesine yol açmış, yeni birer
dil durumuna gelmiştir: Yakutça ve Çavuşça
gibi.
Bu dillerin hepsine birden Ural - Altay dilleri
denir...............................
Soydaş Diller: Birkaç eski
anadilin değişikliğe uğramasıyla yeni diller oluşmuştur. Bu ana
dilden geldikleri anlaşılan bir soydan sayılır. buna göre soydaş
diller :
Hint - Avrupa Dilleri |
Hint, İran ... gibi Asya dilleri
ve bütün avrupa dilleri. |
Ana Türkçeden gelen dillerin
hepsine birden Türk dilleri denir. |
CÜMLE
Cümle:
Maksadımızı tam olarak anlatan söz dizilerine CÜMLE diyoruz.
Cümle özellikleri:
- Cümleye büyük harfle başlanır.
- Cümlelerin sonuna nokta, soru
işareti veya ünlem işareti konur.
- Bu işaretlerden sonra gelen
cümlelerin baş harfleri bürük yazılır.
Cümlenin Öğeleri
Kelimelerin cümledeki görevlerine
cümlenin öğeleri denir. Bir cümlede üç çeşit öğe bulunur.
1. Yüklem: Cümlede yapılan işi, oluşu ya da eylemi
bildiren kelimeye yüklem denir.
Yüklem cümlenin temel öğelerinden biridir. Genellikle
cümlenin sonunda bulunur.
Annen sofrayı kurmaya hazırlandır (hazırlandı yüklem)
Cümlede Yüklemi Bulma Kuralı: Cümlede fiil veya ek fiil olan kelime
ya da kelime grubu yüklem olur.
Yüklemsi fiilimsi olan söz gruplarına cümlecik,
yüklemi fiil olan söz gruplarına da temel cümlecik
denir.
Şebnem az önce koşarak bize geldi.
yan cümlecik temel
cümle
2. Özne: Yüklemin
bildirdiği işi, hareketi yapan ya da bir oluş içinde bulunan varlığa
özne denir.
Cümlede Özneyi Bulma Kuralı: Cümledeki yükleme insanlar için
kim, diğer varlıklar için ne soruları
sorulduğunda cevap veren kelime ya da kelime grubu öznedir.
Arkadaşın koştu. (Kim koştu? arkadaşın )
Özne Çeşitleri:
a. Gerçek Özne: Cümlede özne açık şekilde belli
oluyorsa gerçek öznedir.
Dünya dönüyor (Kim dönüyor? dünya)
b. Gizli Özne: Bazı cümlelerde özne belirtilmez. Böyle
durumlarda özneyi yüklemin sonundaki eke bakarak buluruz
Eşyaları alanlar yerine bıraktılar (Bırakanlar kim?
Onlar)
c. Sözde Özne: Aslında özne olmadığı halde, özne gibi
görünen kelimelerdir.
İnsanlar vapura doluştu. (Kim doluştu? insanlar -
sözde özne)
3. Tümleç: Yüklemi tümleyen ya da
kuvvetlendiren kelimelere tümleç denir.
Serpil kitabı yırttı. (Neyi yırttı? kitabı - tümleç)
Tümleç Çeşitleri: Dörde ayrılır:
a. Düz Tümleç: (Nesne) Öznenin yaptığı eylemden dorudan
doğruya etkilenir
Ötede çocuk top oynuyor. (Kim oynuyor? çocuk - özne /
Ne oynuyor? top - tümleç)
b. Dolaylı Tümleç: (Nesne) Yüklemin anlamını yer, yön,
kalma, çıkma, bakımından tamamlayan tümleçlerdir
Annem eve gidiyor. (Nereye gidiyor? eve - d. tümleç)
c. Zarf Tümleci: Yüklemin anlamını zaman, yer, durum
bakımından tamamlayan kelimelerdir.
Akşam oradan geçerek eve gittim. (oradan - zarf
tümleci / eve - d. tümleç)
d. Edat Tümleci: "ile, (-le), için" edatlarıyla birleşerek
yüklemi tamamlayan söz öbekleridir.
Özne ile yüklem arasındaki edat tümleçleri "ne, niçin,
ile, kim, için" soruları getirilerek bulunur.
Babamı görmek için iş yerine gittim. (kimi görmek
için? babamı görmek için - edat)
Yüklemlerine Göre Cümle Çeşitleri:
Yüklemlerin göre cümleler ikiye ayrılır:
a. Fiil Cümlesi: Yüklemi fiil olan
cümlelerdir.
Sincap ağaca tırmandı.
b. İsim Cümlesi: Yüklemi isim
soyundan olan cümlelerdir.
İstanbul güzel bir şehirdir.
YAPILARI BAKIMINDAN KELİMELER
1. Basit Kelimeler: Kelime kökü ek alsa bile
anlamca bir değişikliğe uğramamışsa, bu tip kelimelere BASİT
KELİMELER denir. Genellikle kök halindeki (bazen gövde)
kelimelerdir.
Yurdumuzun denizleri balık yönünden pek zengin sayılmaz.
(Burada "deniz" kelimesi -leri ekini almasına
rağmen anlamı değişmemiştir. buna göre "deniz" ismi
basit bir kelimedir.
2. Türemiş Kelimeler: Kök
veya gövde halindeki kelimelere yapım ekleri eklenerek meydan gelen
yeni kelimelere TÜREMİŞ KELİME denir.
Kelimeler, sonlarına bazı ekler alarak değişik biçimlerde
cümlede kullanılırlar.
Türkçede ekler ikiye ayrılır:
1. Yapım Ekleri: Kelimelerin
sonlarına eklenerek yeni anlamda kelimeler türeten eklere YAPIM
EKLERİ denir.
Dilimizde çeşitli yapım ekleri vardır: -lik, -li, -ci, -cik,
-sız, -şer, -cık, -im, -ma, -iş, -si, -gen, -tı, -giç, -gın... Bu
ekler ses uyumuna göre kelimelere eklenirler.
mimar - mimar_lık, göz - göz_lük, duvar - duvar_cı
2. Çekim Ekleri: Eklendikleri
kelimeleri çekimli hale getiren, yani yeni anlamda kelime türetmeyen
eklere ÇEKİM EKLERİ denir. Çekim ekleri kelimelerden yeni kelime
türetmezler.
ders + ler + i + miz + de __ derslerimizde
.................. kaldır + dı __ kaldırdı
3. Birleşik Kelimeler:
Dilimizde iki veya daha fazla kelime birleşerek başka anlamda yeni
bir kelime meydana getirirler. Böyle kelimelere BİRLEŞİK KELİME
denir.
Beşiktaş, Çanakkale, devekuşu...
Dizilişlerine Göre Cümleler
A. Kurallı Cümle:
Yüklemi sonda olan cümlelerdir. Bu çeşir cümleler kurala uygun
kuruldukları için kurallı cümle diyoruz.
Tarla, bereket yüklü bahara motor sesleriyle uyandı.
Seyhan, Sakarya, Tunca gayrı keyfince akmayacak
B. Devrik Cümle: Yüklemi
başta veya ortada olan cümlelerdir. Bu çeşir cümlelere
devrik cümle diyoruz.
SSilkindi karanlığından pırıl pırıl sabahlara.
Keyfince akmayacak gayrı Seyhan, Sakarya, Tunca.
Anlamlarına Göre Cümle Çeşitleri
Yüklem anlamların göre cümleler beşe
ayrılır.
1. Olumlu Cümle: Eylemin
yapıldığı ya da işin olduğunu bildiren cümlelerdir.
Güneş akşamları erken batıyor.
2. Olumsuz Cümle: İşin ve
eylemin yapılmadığını bildiren cümlelerdir. Olumsuz cümle, fiil
cümlelerindeki yüklemin sonuna "-me" olumsuzluk eki şimdiki zaman
kipinin sonuna geldiğinde daralır. "-mi, -mı, -mu, -mü" halini alır.
Hoca efendi hiç şaşmaz.
Aysel kibar değildir.
3. Ünlem Cümlesi: Sevinç,
korku, hayret ve üzüntü gibi duyguları anlatan cümlelerdir.
Vah vah, çok üzüldüm.
Aa, sen ne yapıyorsun?
4. Soru Cümlesi: Bir işin,
eylemin olup olmadığını soran, içeriğini araştıran cümlelerdir.
Sana kim baktı?
Hangi oyuncuyu gördün?
5. Şart Cümlesi: Bir işin
yapılmasını, bir başka işin yapılması şartına bağlı kılan
cümlelerdir.
Parayı alırsam, doğru eve döneceğim.
KELİME
|
ANLAMLARINA GÖRE KELİMELER
1. Zıt Anlamlı Kelimeler:
Anlam yönünden birbirinin karşıtı olan kelimelere ZIT (KARŞIT)
ANLAMLI KELİMELER denir. çok - az, akıllı - akılsız, zor - kolay,
arka - ön, sağ - sol...
2. Eş Sesli Kelimeler:
Yazılışları ve okunuşları aynı, anlamları farklı olan kelimelere EŞ
SESLİ (SESTEŞ) KELİMELER denir.
Gül, çok
sevdiğim bir çiçektir.
Gül, sınıfımızın en çalışkan öğrencisidir.
Anlatılan fıkraya herkes güldü.
3. Eş Anlamlı Kelimeler:
YAzılış ve okunuşları ayrı, anlamları aynı olan kelimelere EŞ
ANLAMLI (ANLAMDAŞ) KELİMELER denir. nemli - rutubetli, sor - güç,
okul - mektep, öğretmen - muallim
4. Terim Olan Kelimeler:
Bilim, sanat, meslek ve teknik konularda bazı kavramları karşılayan
kelimelere TERİM denir.
Coğrafya terimi |
Ada, dağ, ova, deniz, göl,
nehir... |
5. Mecaz Anlamlı Kelimeler:
Kelimelerin cümle içinde, sözlük anlamlarından başka anlamlarda
kullanılmasına MECAZanlamı denir.
Keçi ağaçların baş düşmanıdır
Keçi gibi birisin
Aslan, ormanların kralıdır.
Ahmet Ali'yi gösterip: "Aslana bak aslana." dedi.
6. Deyimler, Özdeyişler ve Atasözleri
1. Deyimler : Bir anlamı karşılamak amacıyla,
birden çok kelimenin gerçek anlamı dışında kullanılarak
oluşturdukları kalıplaşmış sözbirliğine DEYİM denir. Kafası kızmak,
Gözünü budaktan esirgememek...
2. Özdeyişler: Kim tarafından
söylendiği belli olan, kısa ve özlü sözlere ÖZDEYİŞ (VECİZE) denir.
Ben sporcunun zeki, çevik, aynı zamanda
ahlaklısını severim (Atatürk)
Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim. (Cervantes)
3. Atasözleri: Söyleyeni
belli olmayan, toplumumuza mal olmuş, kısa, özlü ve kalıplaşmış
sözlere ATASÖZÜ denir.
Akacak kan başta durmaz.
Boş çuval ayakta durmaz
Bilmemek ayıp değil, sormamak (öğrenmemek) ayıptır
YAPILARI BAKIMINDAN KELİMELER
1. Basit Kelimeler: Kelime kökü ek alsa bile
anlamca bir değişikliğe uğramamışsa, bu tip kelimelere BASİT
KELİMELER denir. Genellikle kök halindeki (bazen gövde)
kelimelerdir.
Yurdumuzun denizleri balık yönünden pek zengin sayılmaz.
(Burada "deniz" kelimesi -leri ekini almasına
rağmen anlamı değişmemiştir. buna göre "deniz" ismi
basit bir kelimedir.
2. Türemiş Kelimeler: Kök
veya gövde halindeki kelimelere yapım ekleri eklenerek meydan gelen
yeni kelimelere TÜREMİŞ KELİME denir.
Kelimeler, sonlarına bazı ekler alarak değişik biçimlerde
cümlede kullanılırlar.
Türkçede ekler ikiye ayrılır:
1. Yapım Ekleri: Kelimelerin
sonlarına eklenerek yeni anlamda kelimeler türeten eklere YAPIM
EKLERİ denir.
Dilimizde çeşitli yapım ekleri vardır: -lik, -li, -ci, -cik,
-sız, -şer, -cık, -im, -ma, -iş, -si, -gen, -tı, -giç, -gın... Bu
ekler ses uyumuna göre kelimelere eklenirler.
mimar - mimar_lık, göz - göz_lük, duvar - duvar_cı
2. Çekim Ekleri: Eklendikleri
kelimeleri çekimli hale getiren, yani yeni anlamda kelime türetmeyen
eklere ÇEKİM EKLERİ denir. Çekim ekleri kelimelerden yeni kelime
türetmezler.
ders + ler + i + miz + de __ derslerimizde
.................. kaldır + dı __ kaldırdı
3. Birleşik Kelimeler:
Dilimizde iki veya daha fazla kelime birleşerek başka anlamda yeni
bir kelime meydana getirirler. Böyle kelimelere BİRLEŞİK KELİME
denir.
Beşiktaş, Çanakkale, devekuşu...
DİĞER KELİME ÇEŞİTLERİ
Edatlar:
kendi başlarına anlamı olmayan, ancak cümlede beraber kullanıldığı
kelimeler arasında ilgi kuran kelimelere EDAT denir.
İçerde bulunan birkaç çalı çırpı ile
ateş yaktık.
Aslan gibi delikanlı diye seni tanıttı.
Ahmet'e göre sen daha çalışkansın.
Yaşamak için çalışmak l3azım.
Dilimizde kullanılan edatların büyük bölümü
tümleç olarak kullanıldığında zarf tümleci gibi görev yaparlar.
Unutulmaması gereken şudur: Edat olan kelimeler yalnızca kelimeler
arasında ilgi kurarlar.
Başka edat olan kelimeler: dek, deği, üzere, karşı, beri,
yana, bile, öte, iken,ötürü...
Bağlaçlar: Cümleler arasında
ilgi kuran, birbirine bağlayan kelimelerdir. Tek başlarına
anlamsızdırlar. Ancak cümle içinde anlam bulurlar.
ki, ya da, ama, lakin, veya, veyahut, fakat, meğer, zira,
madem, ile...
Açlık ve yorgunluktan gözleri
kapandı.
Hem gel diyorsun, hem de
beni beklemiyorsun...
Ünlemler: Sevinme, kızma,
korku, acıma, şaşma gibi ansızın beliren duyguları, bazı sesleri
belirtmeye yarayan kelimelerdir.
Ünlemler, ünlem cümleciklerinde kullanılır ve bu çeşit
cümlelerin sonuna ünlem işareti konur.
Mükemmel! Harika! Şahane!
Yaşa, varol!
Eyvah, yanıyoruz!
Vur kardeşim vur, hayın düşman yurdumuzu almaya!
HECE, HARF
: : Hece : :
Ağzımızın bir hareketiyle çıkan seslere HECE denir.
: : Harf : : Ağzımızdan çıkan
sesleri yazıda göstermek için kullanılan işaretlere HARF denir.
: : Büyük Ünlü Uyumu : :
Türkçe kelimeler büyük Ünlü Uyumu denilen kurala uygun olarak
söylenir ve yazılır.
: : Küçük Ünlü Uyumu : :
Sesli harflerin ağzımızdan çıkışlarına göre olan kuraldır.
HECE
Hece: Ağzımızın bir hareketiyle çıkan seslere HECE
denir.
Kelimeler hecelerden, heceler harflerden meydana gelir. A,
E, I, İ, O, Ö, U, Ü derken ağzımızı bir kez açıp kapatıyoruz. Aynı
şekilde "al, bal, çal, kol, il, öl..." derken ağzımızı bir kez açıp
kapatıyoruz.
Türkçe'de heceler şöyle meydana gelmiştir.
- Bir tek sesli (ünlü) harften meydana
gelen heceler: a, e, ı, i, o, ö, u, ü
- Bir sesli, bir sessiz harften
meydana gelen heceler: al, at, ak, ay...
- Bir sessiz, bir sesli, bir sessiz
harften meydana gelen heceler: bel, bol, kal, gel...
- Bir sesssiz, bir sesli harften
meydana gelen heceler: ba, da, ka, la ...
- Bir sesli, iki sessiz harften
meydana gelen heceler: alt, üst, ırk...
- Bir sessiz, bir sesli, iki sessiz
harften meydana gelen heceler: kurt, yurt, Türk...
Dilimizdeki heceler en az bir, en çok dört harfli
olurlar
Heceler tek başlarına anlamsızdırlar. Yalnız bazı
heceler kelime olarak kullanılır. Bu kelimeler anlamlıdır.
bal, bel, kol, dal, çal, yal, hal, Türk, kürk...
HARF - KAYNAŞTIRMA HARFLERİ - ÜNLÜ
DÜŞMESİ – ULAMA
Harf:
Ağzımızdan çıkan sesleri yazıda göstermek için kullanılan
işaretlere HARF denir. Sesli harfler de kalın ve ince sesliler olmak üzere
ikiye ayrılırlar: Kalın Sesliler: a, ı, o, u |
||
Kaynaştırma Harfleri:
Dilimizde sesli ile biten bir kelimeye sesli ile başlayan
bir ek geldiğinde araya "y, ş, s, n" harflerinden biri
girer. Bu harflere kaynaştırma hafrleri diyoruz. Bu harfleri
"yaşasın" kelimesinde geçen sessiz harflere bakarak kolayca
anlayabiliriz.
|
||
Ünlü düşmesi:
Dilimizde iki heceli bazı kelimeler, belli ekler
aldıklarında ikinci hecedeki ünlülerini düşürürler:
|
||
Ulama:
Dilimizde cümleler okunurken kelimelerin sonlarında bulunan
sessizler, kendilerinden sonra gelen kelimelerin ilk harfi
sesli ise bu sesliye bağlanarak okunurlar.
|
BÜYÜK SES (ÜNLÜ) UYUMU
Herhangi bir kelimenin Türkçe olup olmadığını
anlamak için arayacağımız ilk özellik büyük ünlü kuralına
uyup uymadığıdır.
kiralamak __ ki - ra - la -
mak __ İnce sesli ile başlamış, kalın sesli ile bitmiş. uymaz
merdiven __ mer - di - ven __ Büyük Ünlü Uyumuna
uyar
İstisnalar:
- Ses değişikliğine uğrayan
kelimelerde bu kural aranmaz. (elma - alma, anne - ana, kardeş -
kardaş, hangi - kangı...)
- Birleşik kelimelerde bu kural
aranmaz (ağabey, gecekondu, başöğretmen, delikanlı...)
- Türkçe'ye yabancı dillerden giren
kelimelerde kural aranmaz (Cumhuriyet, misafir, otobüs,
televizyon, cami...)
- -yor, -ken, -ki, -leyin, -imtırak,
-daş eklerinde bu kural aranmaz
(ekşimtırak, sabahleyin, sonraki...)
KÜÇÜK SES (ÜNLÜ) UYUMU
Türkçede bir kelimenin ilk hecesindeki sesli harf:
Kelimenin ilk hecesinde "a" varsa,
daha sonraki hecelerde de "a" veya "ı"
bulunur: kadın, kalın, adam, aman...[][][]
|
SERT SESSİZLERİN YUMUŞAMASI
Sert sessizle biten kelimelere,
sessiz harfle başlayan bir ek eklenmek istendiğinde, şayet
ekin ilk harfi yumuşak sessizlerden b, c, d, g ise bu
harfler sertleşerek p, ç, t, k şeklinde eklenirler. bu
kurala SERT SESSİZLERİN YUMUŞAMASI KURALI denir. Genellikle Türkçe kelimelerin sonlarında yumuşak
sessizlerden b, c, d, g bulunmaz. Bu kurala uymayan bazı
kelimeler de vardır. Ancak bu çeşit kelimelere kural dışı
kelimeler denir. Buna göre kelime sonunda sözü edilen
yumuşak sessizlerin yerine sertleri bulunur.
Bu durumda şayet bir kelimenin sonunda p, ç, t, k
harflerinden biri gelmişse ve bu kelimeye sesli harfle
başlayan bir ek eklenmek istendiğinde:
Ancak bu kurala uymayan bazı durumlar vardır: Bazı tek heceli kelimelerin sonlarına gelen sert
sessizler, sesli harfle başlayan bir ek alsalar bile
yumuşamazlar. Aynen yazılırlar. Ben ata binmeyi çok severim.
İkinci kata varınca beni bekle. Sert sessiz harflerden "p, ç, t, k, h, s, ş, f"
biriyle biten kelimelere "c, d, g" süreksiz yumuşak
sessizlerden biriyle başlayan bir ek geldiğinde eklerin
başındaki ünsüzler sertleşir. Bu kurala SERT ÜNSÜZLERİN
BENZEŞMESİ KURALI denir. (Ezberletici: Fıstıkçı şahap)
|
VURGU VE TONLAMA
VURGU:
Konuşurken veya bir parçayı okurken, bazı heceleri veya kelime
gruplarını üstüne basarak söyleriz veya okuruz. Bu söyleyiş
özelliğine VURGU denir.
Kelimelerde Vurgu: Türkçe
kelimelerde genellikle hafif bir vurgu vardır. Genelde kelimelerin
son hecesinde görülür. Yalnız yer isimlerinde vurgu ilk veya orta
hecededir: Ankara - İzmit - Tokat
- Sakarya gibi.
Örnek: Yerden yedi kat arşa
kanatlandık o hızla.
Kelimelere ek eklendiğinde, vurgu son heceden bu
eke geçer: Du - va - rı, du -
va - ra, du - var - da...
Kelimelerde Vurgu Alan ve Almayan Ekler
Kelime türeten ekler vurgu alır. Gözlük,
gözlükçü, Güzellik, kömürcü
İyelik ekleri vurguyu kendine çeker: Kitabım, kitabın,
kitabı, kitabımız, kitabınız,
kitapları
Soru eki olan "mi" vurgulu söylenmez. Bu kitap senin ki?
Cümlelerde Vurgu: Genellikle
cümlelerde vurgu yüklem olan kelimenin üzerindedir. Ancak cümledeki
kelimelerin anlam değeri birbirine eşit değildir. Üzerinde durulan
kelime, yükleme yakın bir kelimedir.
Örnekler:
Ahmetler, yarın saat dörtte İzmir'e gidecekler.
Ahmetler, yarın sat dörtte İzmir'e uçakla gidecekler.
Ahmetler uçakla İzmir'e yarın saat dörtte gidecekler.
Yarın saat dörtte İzmir'e uçakla Ahmetler gidecekler.
TONLAMA: Cümlelerin söylenişi
sırasında, sesimizi cümlelerin anlamına göre ayarlamaya TONLAMA
denir.
Cümlelerde Tonlama: Cümleleri
yalnızca düzgün yazmak yeterli değildir. Okurken ve konuşurken
cümleleri anlamlarına uygun biçimde söylemek, konuşmayı
güzelleştirir. Okunan parçanın özelliğine göre vurgu kullanılır.
İSİMLER
İSİM: Canlı
ve cansız varlıkları, duygu ve düşünceleri, çeşitli durumları
bildiren kelimelere İSİM denir
İsimler cins isim ve özel isim olmak üzere ikiye ayrılır.
Özel İsim: Dünyada yalnız bir
varlığı belirten isimlere ÖZEL İSİM denir.
Cins İsim: Dünyada benzeri çok olan bir çok
varlığın, birçok varlığın ortak ismine CİNS İSİM denir.
Cins İsimler Üçe Ayrılır:
A. Madde İsimleri: Elle
tutulup gözle görülen varlıklara verilen isimlere denir. Masa,
elbise, taş, ova, cadde, sokak....
A. Mana İsimleri: Elle
tutulamayan gözle görülemeyen varlıklara verilen isimlere denir.
ses, uyku, sevinç, acı, rüya, akıl, huy, mutluluk, özlem, sevgi...
A. Topluluk İsimleri: Aynı
türden olan varlıkların toklu olarak bulundukları durumlara verilen
isimlere denir. okul, sınıf, alay, tabur, sürü, orman, halk, millet,
aile, koro...
İSİMLERDE TEKLİK - ÇOKLUK
İsimlerde Teklik - Çokluk:
Bir tek varlığı belirten TEKİL İSİM, aynı cinsten birçok varlığı
belirten isimlere ise ÇOĞUL İSİM denir.
Tekil |
Çoğu Eki |
Çoğul |
||
çiçek |
+ |
ler |
__ |
çiçekler |
İSMİN HALLERİ
İsmin beş hali vardır:
ev |
__ |
ev |
: |
yalın hali |
|
|
Buna göre okul kelimesini ismin beş haline göre cümlede
kullanımı:
Yalın hali |
: |
Okul
insan doğru düşünmeyi öğretir. |
İSİM TAMLAMALARI
A. İsim Tamlaması:
Aralarında anlam ilgisi bulunan, iki veya daha çok isimden meydana
gelen söz gruplarına İSİM TAMLAMASI denir.
İsim tamlamalarında birinci isim tamlayan, ikinci isim tamlanandır.
Tamlayan veya tamlanan ek alma durumuna göre isim tamlamaları dörde
ayrılır:
1. Takısız İsim Tamlaması:
Bir tamlamada tamlayan ve tamlanan isim veya isim soylu kelime ek
almazsa takısız tamlama oluşur.
gümüş çerçeve |
demir kapı |
||
Tamlayan |
Tamlanan |
Tamlayan |
Tamlanan |
2. Belirtisiz İsim Tamlaması:
Bir isim tamlamasında tamlayan ek almaz, tamlanan ek alırsa
belirtisiz isim tamlaması meydana gelir.
soba boru - s -u |
pencere cam - ı |
||
Tamlayan |
Tamlanan |
Tamlayan |
Tamlanan |
3. Belirtili İsim Tamlaması:
Tamlayanla tamlananın ek aldığı isim tamlamalarına belirtili isim
tamlaması denir.
Ev - in pencere -s - i |
Dolab - ın kapağ - ı |
Ceket - in düğme - s - i |
|||
Tamlayan |
Tamlanan |
Tamlayan |
Tamlanan |
Tamlayan |
Tamlanan |
4. Zincirleme İsim Tamlaması:
İkiden fazla ismin anlamca birbirini tamamlarken oluşturdukları
tamlamalardır.
Evimizin dört bir yanı |
Pencere çercevesinin camı ... |
Tamlama Çeşidi |
Tamlayan |
Tamlanan |
Takısız İsim Tamlaması |
- |
- |
Belirtisiz İsim Tamlaması |
- |
-i |
Belirtili İsim Tamlamas |
-in |
-i |
Zincirleme İsim Tamlamas |
İkiden fazla isim |
SIFATLAR
|
|
|
|||||||||
|
|
|
|
||||||||
|
|
|
|
||||||||
|
|
|
|
Sıfatlar ikiye ayrılır
A. NİTELEME SIFATLARI: Varlıkların renklerini,
biçimlerini, durumlarını bildirirler. Varlığa nasıl sorusunu
sorduğumuzda karşılık olarak bulduğumuz kelimelerin hepsi NİTELEME
SIFATIdır.
B. BELİRTME SIFATLARI:
Varlıkları; işaret, sayı, belirsizlik veya soru yönelterek belirten
sıfatlara BELİRTME SIFATLARI denir. Belirtme sıfatları dörde
ayrılır.
1. İşaret Sıfatları: Varlıkları işaret yoluyla belirtirler
(Bu çocuk çok yaramaz, Şu defter senin mi?...)
2. Sayı Sıfatları: Varlıkların sayılarını belirten sıfatlardır.
Dörde ayrılır:
- a) Asıl Sayı Sıfatları: Asal
sayılarla ifade edilirler (üç kalem, Adamın onüç biberonu
var...)
- b) Sıra Sayı Sıfatları: Varlıkların
sırasını belirten sıfatlardır (birinci ıraya geç, üçüncü
çocuk...)
- c) Üleştirme Sayı Sıfatları:
Varlıkları bölüştürürlen kullanılan sıfatlardır. (İkişer ikişer
pay edelim. beşer kilo...)
- d) Kesir Sayı Sıfatları: Bütünün
bölünen parçalarını ifade eden sıfatlardır.(yarım düzine, çeyrek
ekmek, dörtte üç peynir...)
3. Belgisiz Sıfatlar: Varlıkları belli belirsiz belirten
sıfatlardır. (bazız günler, birkaç adam, hiçbir gün...)
4. Soru Sıfatları: Varlıkarı soru yoluyla belirten sıfatlardır.
(Hangi çocuk, kaç kitap, nasıl elma...)
SIFAT TAMLAMASI:
İsimlerin sıfatlarla oluşturdukları tamlamalara SIFAT TAMLAMASI
denir.
Bir sıfat tamlamasında tamlayan sıfat, tamlanan isimdir. Buna göre
bir kelimenin sıfat olup olmadığını anlamak için, cümle içinde
oluşturduğu tamlamaya bakılmalıdır. Bir kelime sıfat ise, mutlaka
ondan sonra gelen bir isim bulunmaktadır.
Yaşlı adam güçlükle
yürüyordu.
Birkaç çocuk ormana doğru koşuyordu.
Okuldan eve on beş dakikada varmış...
SIFATLARDA PEKİŞTİRME:
Yamyassı bir burun... Koskocaman
bir kulak... Kapkara bir ten... Yemyeşil
iki göz...
Yapılan işlem sıfatları pekiştirmektir.
Sıfatlar başka şekillerde de pekiştirilirler Bunlar
sırasıyla:
a) İkilem dedğimiz aynı sıfatın tekrar edilmesi yoluyla:
uzun uzun kavaklar, tatlı tatlı bakışlar, iri iri taşlar, kara kara
gözler, büyük büyük binalar, geniş geniş yollar...
b) Tekrar edilen sıfatların arasına "mı" getirilerilerek
yapılarn pekiştirme;
tatlı mı tatlı nar, güzel mi güzel çiçekler, kara mı kara gözler,
beyaz mı beyaz gömlekler, uzun mu uzun kollar...
c) Bazı isimler tekrar edilerek sıfat olarak pekiştirilmiş
biçimde kullanılırlar:
dilim dilim karpuz, sıra sıra kamyonlar, avuç avuç para, sepet sepet
üzüm, sürü sürü koyunlar...
d) Birbirine anlam bakımından yakın olan ve uygun getirilen
kelimelerle yapılan pekiştirme:
açık saçık söz, kırık dökük eşya, anlı şanlı paşa, eğri büğrü yazı
NOT: Sıfatlar cümlede
yüklemin anlamını tamamladıkları zaman ZARF TÜMLECİ olurlar. Böylece
bu sıfatlar, zarf tümleci olarak isimlendirilirler.
Adam, kıpkırmızı oldu. Rüzgar
tatlı tatlı esiyordu, Bazıları abuk sabuk
konuşuyor
Cümlelerde koyu yazılmış kelimeler, pekiştirme sıfatları
gibi gözükmelerine rağmen, cümlede zarf görevini üstlenmişlerdir.
ZAMİRLER
ZAMİR:
İsimlerin yerine kullanılan, ismin yerini tutan kelimelere ZAMİR
diyoruz.
Zamirler; Kelime Halindeki ve Ek Halindeki Zamirler olmak üzere
ikiye ayrılır
: : A-) Kelime Halindeki Zamirler : :
Bu zamirler Şahıs, İşaret, Belgisiz ve Soru Zamirleri
olmak üzere dörde ayrılır.
1. Şahıs Zamirleri:
Zamirlerin bazıları şahısların yerini tutarlar. Bu çeşit zamirlere
ŞAHIS ZAMİRİ denir.
2. İşaret Zamirleri:
Varlıkların yerini işaret yoluyla turan zamirlere İŞARET ZAMİRİ
denir.
3. Belgisiz Zamirler:
Varlıkların yerini şöyle böyle tutup belirten zamirlere BELGİSİZ
ZAMİR denir.
4. Soru Zamirleri:
Varlıkların yerini işaret soru turan zamirlere SORU ZAMİRİ denir.
: : B-) Ek Halindeki Zamirler : :
Bu zamirler İyelik ve İlgi Zamirleri olmak üzere ikiye
ayrılır.
Ek halindeki zamirler ikiye
ayrılır:
1. İyelik Zamirleri: Varlığın
kime ait olduğunu gösteren zamirlere İYELİK ZAMİRLERİ denir.
Kalem sözcüğüne eklenen ekleri inceleyelim:
kalem - im |
__ |
Benim kalemim |
kalem - imiz |
__ |
Bizim kalemimiz |
2. İlgi Zamiri: İki varlık
arasında ilgi kurarak bunlardan birinin yerini tutan "ki"
ekine İLGİ ZAMİRİ denir.
Benim kalemim yok. Seninkini verir misin?
Burada "seninkini" yerine "senin kalemini"
yazılabilir. Kalemin yerini "-ki" eki tutmuştur.
İlgi zamiri olan "-ki" kelimeye bitişik
yazılır. Ayrı yazılan "ki" bağlaçtır.
Benim elbisem mavi, seninki, (senin
elbisen) siyahtır. (İlgi Zamiri)
Öyle güzel bir kitap okudum ki anlatamam. (Bağlaç)
FİİLLER
FİİL: Varlıkların yaptıkları
işleri, eylemleri, zaman ve kişiye bağlayarak anlatan kelimelere
FİİL denir.
Fiil olan sözcükte üç temel öğe vardır. 1.
Eylem 2. Zaman 3. Kişi
yaklaşıyordum, durmuştur, söylüyor, buldu (yaklaş,
dur, söyle, bul) Bu kelimelerin fiil olup olmadıklarını anlamak
için, en küçük anlamlı parçalarını (köklerini) buluruz:
Bulduğumuz bu köklere, mastar eki, "-mek, -mak"
ekleriz. Eğer anlamlı kelimeler elde ediyorsak, bulduğumuz kelimeler
fiil demektir.
Örneğin; "göz" sözcüğüne "-mek, -mak"
mastarını eklediğimizde "gözmek, gözmak" gibi
anlamsız kelimeler oluşuyor. Demek ki "göz" sözcüğü fiil değildir.
Kök: Fillerin sonlarındaki
bütün ekler atıldıktan sonra kalan anlamlı kısmına KÖK denir.
Çekimli Fiil |
Taban Kök |
Sonucu |
gördüm |
gör |
bozulmadı |
FİİLLERDE ZAMAN
Dilimizde tek zamanlı ek almış
fiiller olduğu gibi birden çok zaman veya kip eki almış fiiller de
vardır. bunlar:
A. Basit Zamanlı Fiiller: Tek zaman eki almış
fiillerdir. Türkçe'de geniş zamanla birlikte dört temel zaman
bulunur.
1. Geçmiş Zaman: İş veya oluşun daha önceden,
geçmişte yapıldığını bildiren zamandır. İkiye Ayrılır. İkiye
Ayrılır:
a. Belirli (-di'li) Geçmiş Zaman: Eylemin sözün söylendiği andan,
önceden yapıldığını, söyleyenin kesin inancıyla tam anlatır:
Fiillerde bulunan "-di, -du, -dü, -tu" ekleri -di'li
geçmiş zamanı belirtirler.
Öğretmenimiz sınıfa geldi.
Bütün çocuklar bahçeye koştu ...
b. Belirsiz (-miş'li) Geçmiş Zaman: Eylemlerin sözden önce
yapıldığını bildirir ancak, kesinlik yoktur. Söyleyen kendisi duyup
görmemiş, işitmiştir. Bu kip masallara yakışır.
Fiillerde bulunan "-muş, -mış, -miş, -müş" ekleri -miş'li
geçmiş zamanı belirtirler.
Okul bahçesinde üç tur koşmuş.
Havalar soğuyunca üşütmüş...
2. Şimdiki Zaman: Eylem ile anlatımın birlikte
olduğunu bildiren zamandır
Ders çalışıyorum.
Alış veriş yapıyorum.
3. Gelecek Zaman: Eylem ile anlatımdan sonra
yapılacağını bildiren zamandır
Aynur tiyatroya gidecek.
Birlikte eğleneceğiz.
4. Geniş Zaman: Eylem her zaman yapılabileceğini
bildiren zamandır
Akşamları trene binerim.
Her gece oyun oynarım.
B. Birleşik Zamanlı Fiiller: Birden çok zaman veya
kip eki almışlardır.
1. Hikâye: Basit zamanlı bir fiile ek fiil olan "idim
veya idi" getirilerek yapılır.
bak (ı) + yor + idi __ bakıyordu
al + mış + idim __ almıştım
2. Rivayet: Basit zamanlı bir fiile ek fiil olan "imişim,
imiş" getirilerek yapılır.
bak (ı) + yor + imiş __ bakıyormuş
al + acak + imiş __ alacakmış
3. Şart: Basit zamanlı bir fiile ek fiil olan "isem,
ise" getirilerek yapılır.
bak (ı) + yor + isem __ bakıyorsam
al + acak + ise __ alacaksa
FİİLLERDE ŞAHIS
Fiillerin belirttiği iş, oluş
veya hareket bir şahsa bağlıdır. Bunu fiilin aldığı ekten ve fiile
yönelttiğimiz sorudan anlarız.
__ Geldim |
|
gel |
- |
di |
- |
m |
__ |
geldim |
- Aşağıda "gelmek"
fiilinin şahıslara göre çekimi yapılmıştır:
Fiil kökü |
|
Zaman eki |
|
Şahıs eki |
|
|
|
|
gel |
+ |
di |
+ |
m |
-- |
geldim |
(I. tekil şahıs) |
|
FİİL KİPLERİ
Fiillerde zaman, şahıs veya
dilek bildiren, ek almış biçimlerine KİP denir. Dilimizde fiil
kipleri ikiye ayrılır:
A. Haber Kipleri: Haber
kipleri işin, oluşun veya hareketin zaman ve şahsa bağlı olarak
meydana geldiğini bildiren kiplerdir. Bunlara BİLDİRME KİPLERİ de
denir.
1. Belirli (-di'li) Geçmiş Zaman Kipi: Eylemin
sözün söylendiği andan, önceden yapıldığını, söyleyenin kesin
inancıyla tam anlatır:
Fiillerde bulunan "-di, -du, -dü, -tu" ekleri -di'li
geçmiş zamanı belirtirler.
Öğretmenimiz sınıfa geldi.
Bütün çocuklar bahçeye koştu ...
2. Belirsiz (-miş'li) Geçmiş Zaman Kipi: Eylemlerin
sözden önce yapıldığını bildirir ancak, kesinlik yoktur. Söyleyen
kendisi duyup görmemiş, işitmiştir. Bu kip masallara yakışır.
Fiillerde bulunan "-muş, -mış, -miş, -müş" ekleri -miş'li
geçmiş zamanı belirtirler.
Okul bahçesinde üç tur koşmuş.
Havalar soğuyunca üşütmüş...
3. Şimdiki Zaman Kipi: Eylem ile anlatımın birlikte
olduğunu bildiren zamandır
Ders çalışıyorum.
Alış veriş yapıyorum.
Şimdiki zaman kipinin eki "-yor" fiillere hiç
değişikliğe uğramadan eklenir.
4. Gelecek Zaman Kipi: Eylem ile anlatımdan sonra
yapılacağını bildiren zamandır
Aynur tiyatroya gidecek.
Birlikte eğleneceğiz.
Gelecek zaman kipinin ses uyumuna göre "-ecek, -acak"
tır
5. Geniş Zaman Kipi: Eylem her zaman
yapılabileceğini bildiren zamandır
Akşamları trene binerim.
Her gece oyun oynarım.
Gelecek zaman kipinin ekleri "-ar, -er, -ır, -ir, -or,
-ör, ur, -ür, -r" dir.
B. Dilek Kipleri: Bir eylemin
yapılması ya da bir oluşun meydana gelmesini dilek anlamı vererek
anlatan kiplerdir. Dörde ayrılır:
1. Gereklilik Kipi: Bir iş, oluş veya hareketin
gerekliliğini anlatır. Ekleri ses uyumuna göre "-meli, -malı"
dır.
Haftada bir kitap okumalıyım
Kestikten sonra affımı istirham etmelisin
2. İstek Kipi: Bir iş, oluş veya hareketin
yapılmasının, olmasının istendiğini belirten kiptir. Ekleri ses
uyumuna göre "-e, -a" dır
Şimdi affını yazayım
İstirhamım kabul olunmazsa, kendi başımın
kesilmesini isteyeyim.
3. Dilek Şart Kipi: Bir dilek ve şartın anlamı
bulunmaktadır. İş veya oluşun, hareketin meydan gelmesi bir şarta
bağlıdır. Ekleri ses uyumuna göre "-se, -sa" dır.
Babam gelirse
gideceğiz
Okusa da babası
gibi, adam olsa.
4. Emir Kipi: Bir iş, oluş veya hareketin olmasını,
yapılmasını veya yapılmamasını emretmek için kullanılır.
Hayır bey, hayır!... Padişahın emrinden
çıkma. Beni kes...
Kestikten sonra affımı istirham et.
İnsan kendine emir veremeyeceğinden bu kipin birinci tekil ve çoğul
şahısları yoktur.
FİİL ÇEKİMLERİ
Basit Zamanlı Fiillerin Çekimleri:
Basit Zamanlı Fiilerin Çekimi
Okumak
fiilini haber kiplerine göre çekelim.
|
Birleşik Zamanlı Fiiller:
Basit zamanlı bir fiilin, ikinci bir zaman eki almasıyla meydana
gelen fiillere BİRLEŞİK ZAMANLI FİİL denir. Bileşik zamanlı fiiller
üçe ayrılır:
1. Hikaye Bileşik Zamanı: Eki "-di" dir.
okumuştu, yapsaydı, çıkmıştı, yapmalı idik...
2. Rivayet Bileşik Zamanı: Eki "-miş" tir.
söyleyecekmiş, gidiyormuşsunuz, dönmeliymişim...
3. Şart Bileşik Zamanı: Eki "-se, -sa" dır
alırsam, yaparsam, bilmezsen, gördülerse...
Fiillerin Olumsuz ve Soru Şekilleri:
Olumlu Fiil: İşin, oluşun ya da hareketin yapıldığını veya
yapılabileceğini bildiren fiillere, olumlu fiil
denir.
Resim yapacağım (Olumlu fiil)
Olumsuz Fiil: İşin, oluşun ya da hareketin yapılmadığını veya
yapılmayacağını bildiren fiillere, olumsuz fiil
denir.
Resim yapmayacağım (Olumsuz fiil)
Fiillere olumsuzluk anlamını "-me, -ma" ekleri
vermektedir.
FİİLİMSİLER
Aslında fiil oldukları halde
cümle içinde çekimli halde bulunmayan, fiile benzeyen, ama fiillerin
görevini yapmayan kelimelere FİİLİMSİ denir.
Bir cümlede ne kadar fiilimsi varsa o kadar cümlecik
vardır. Çünkü her fiilimsi bir yan cümlecik oluşturur. Çekimli
fiilin bulunduğu gruptaki kelimeler temel cümleciği meydana
getirirler.
Fiilimsiler: a)
İsim - fiil b) Sıfat - fiil c) Bağ
- fiil olmak üzere üçe ayrılır.
1. İsim - Fiiler: Fiil kök ve
gövdelerine eklenen "-me, -mek, -iş" ekleri sonucu meydana gelirler.
Fiillerin isim gibi kullanılabilen şekilleridir. İsim - fiiller; hem
bir eylemin adı oldukları için isim, hem de özne, nesne, tümleç
aldıkları için fiil olan kelimelerdir.
Çalışmak zorundayım.
Bütün sorunları anlaşma
yoluyla çözebiliriz.
2. Sıfat - Fiiler: Varlıkları niteledikleri
için sofat, yan cümlecik kurdukları için de fiil sayılan
kelimelerdir.
Sıfat - fiil türeten ekler: "-en, -er, --acak, -miş, -dik,
-esi ..." gibi
Çalışkan insandan zarar
gelmez.
Olacak işin peşinden
koşulur.
Geçmiş günlerimi çok
arıyorum.
3. Bağ - Fiiler: Birleşik bir cümlede iki
cümleyi bağladıkları için bağlaç; özne, nesne, tümleç aldıkları için
fiil sayılan kelimelerdir. Bağ fiillere "ulaç" da denir. Çekim
ekleri almazlar. Cümlede zarf olarak kullanılırlar.
Bağ fiiller şu eklerle türerler: "-ip, -arak, -ınca, -ma, -ken,
-dan, -dıkça, -dikçe ..."
Canım sağ oldukça
hiçbir şey beni yıldıramaz.
İşe gireli gece
gündüz çalışıyorum.
Sen gelince ben
giderim.
EK FİİLLER
İsim soylu kelimelerin
sonlarına eklenen ve onları çekimli hale getiren eklere, EK-FİİL EKİ
denir.
Ek fiilin dört çeşit zamanı vardır:
1. Olayların her zaman
olabileceğini belirten geniş zaman anlamı: |
2. Ek - fiilin hikâyesi
geçmiş zaman anlamı verir: |
3. Ek - fiilin rivayeti
başkasından duyulan şekildeki anlatımlar için
kullanılır. |
4. Ek - fiilin şartı, şart
anlamı verir: |
çocuğum |
çocuktum |
çocukmuşum |
çocuksam |
ÇATI BAKIMINDAN FİİLLER
|
Çatı Bakımından
Fiiller |
|
Etken - Edilgen Fiiller |
|
Geçişli - Geçişsiz Fiiller |
Cümlenin yüklemi özne
alıyorsa etken, almıyorsa edilgendir. |
|
Cümlenin yüklemi nesne
alıyorsa geçişli, almıyorsa geçişsizdir. |
Etken - Edilgen Fiiller: Cümlede mutlaka özne ile
birlikte kullanılan fiillere etken fiil, bazı fiiller, cümlede özne
almadan kullanılır, bu çeşit fiiller edilgen fiil denir.
Geçişli - Geçişsiz Fiiller:
Dilimizde bu fiiller mutlaka özne istedikleri gibi nesne de
isterler. Nesne almak zorunda olan fiillere geçişli fiil, fiili
nesne almadan kullanılan fiillere de geçişsiz fiil denir.
ZARFLAR
|
|
ZARFLAR |
|
|
Hal Zarfları |
Zaman Zarfları |
Yer ve Yön Zarfları |
Azlık - Çokluk Zarflerı |
Soru Zarfları |
Yüklemin anlamını hal ve
durum bakımından tamamlar. |
Yüklemin gösterdiği isin
zamanını belirtirler. |
Yüklemin gösterdiği isin
yönünü belirtirler. |
Yüklemin anlamını azlık -
çokluk yönünden tamamlarlar. |
Yüklemin gösterdiği işi soru
yoluylabelirtir. |
Yüklemin anlamını tamamlayan kelimelere ZARF
diyoruz.
Zarfler, yüklemin anlamını tamamladıkları hal, zaman, yer,
azlık-çokluk ve soru anlamı katma durumuna göre çeşitlere ayrılır.
Buna göre zarflar:
1. Hal Zarfları: Kadın sevinçle bağırdı. (Nasıl bağırdı? __
Sevinçle)
2. Zaman Zarfları: Kazı haberini bu gün öğrendim.
3. Yer ve Yön Zarfları: Küskün olduğu için bana arkasını döndü.
4. Azlık - Çokluk Zarfları: Yolumuz epeyce uzadı.
5. Soru Zarfları: Neden geç kaldın?
NOKTA ( . )
- Tamamlanmış cümlelerin sonuna konur.
Kaçmayı namusuna yediremiyordu. - Kısaltmalardan Sonra konur.
Prof. Dr. bkz. vb. Bn. P.T.T, T.B.M.M. ... (Not: Son yıllarda kısaltma harflerinin aralarına nokta koymama yaygınlaşmıştır. TBMM, PTT, TCDD ...) - Sıra gösteren sayılardan sonra
konur.
II. Mehmet, 19. Yüzyıl, 150. sayfa... - Tarihlerde ay, gün, yıl arasınave
saatlerde zaman birikleri arasına konur.
23.04. 2001, 23.15... - Sayı bölükleri arasına konur.
Bu yıl nüfusumuz 60.000.000'u aşacak gibi...
VİRGÜL ( , )
- Eş görevli kelimeleri (isim, sıfat,
zamir), kelme gruplarını ve sıralı cümleleri ayırmada:
Türk övün, çalış, güven.
Bir varmış, bir yokmuş... - Uzun cümlelerde özneden sonra konur:
Okullar, her yıl Eylül ayının ikinci hafrasında açılır. - Cümlede, vurgulu şekilde
belirtilmesi gereken kelimelerden sonra:
Babam, zavallı babam, beni çok severdi. - Seslenmelerden sonra:
Sevgili Ahmet,
Sana çoktandır yazamadım ... - Aktarma cümlelerinin sonunda, tırnak
işareti yerine:
- Ah şu aptalı bir yakalasam, diyordu. - Ara söz ve ara cümlelerin başında ve
sonunda:
Okan, kim ne derse desin, iyi bir çocuktur. - Yazışmalarda yer adlarını
tarihlerden ayırmak için:
Cağaloğlu, 23 Nisan 1945 - Ondalık kesirlerde tam ve ondalık
kısmı ayırmada:
0,45 .......... 23,0056 ...
NOKTALI VİRGÜL ( ; )
- Birbirine bağlı, fakat her biri
kendi içinde bağımsız cümleleri ayırmada:
At ölür, meydan kalır; yiğit ölür, şan kalır. - İki cümle birbirine ve, ama, fakat,
çünkü, ancak, ne varki, bu nedenle gibi bağlaçlarla bağlanıyorsa
birinci cümleden sonra:
Herkes oyuncu olamaz; çünkü oyuncu olmanın kuralları vardır. - Bir cümlede, virgülle ayrılmış örnek
kümeleri ayırmada ya da değişik örnekler arasında:
En sevdiğim kız arkadaşları Ayşe, Selen, Fatma; erkek arkadaşları ise ...
İKİ NOKTA ( : )
- Başkasından aktarılan yazı ya da
sözlerde, tırnak ya da konuşma çizgisinden önce:
Cemo sopasını yere indirdi ve:
- Git sopanı al öyleyse! Dayağı yiyeceksin. ...diye bağırdı. - Bir cümleden ya da sözcükten sonra
örnekler, açıklamalar sıralanacaksa:
Yeni harfler alındıktan sonra eski harflerle hiç yazmayan iki kişi vardı: Atatürk ve İsmet İnönü! - Sıralama ve kataloglarda yazar adı
ile eser başlığı arasına:
Falih Rıfkı Atay: Çankaya; Tarık Buğra: Küçük Ağa ...
ÜÇ NOKTA ( ... )
- Birtakım bölümler, örnekler
sayıldıktan sonra vb. anlamında kullanılır:
Başlıca yeryüzü şekilleri: Dağ, ova, yayla... - Bir metinden yapılan alıntılarda,
atlanan yerlerde:
Benim altını çizdiğim şu: "... neden şu sanayileşmenin adını bir türlü koymamışız..." - Söz arasında söylenmeyen, söylenmek
istenilmeyen kelimelerin yerine:
Ulan sen kim oluyorsun Sait'e karşı konuşmak için! SEnin adın ne? Sen ne b... yazdın bu zamana kadar?
SIRA NOKTALAR ( ...... )
- Söylenmeden geçilen satırları
belirtmek için kullanılır.
Beynimde karanlık, meçhul bir kubbenin derin akislerini işitiyorum. Öyle anlatılmaz bir heyecan duyuyorum ki...
........
Kendimi tutamadım. Öyle bir kahkaha attım ki...
SORU İŞARETİ ( ? )
- Soru bildiren cümle ya da
kelimelerden sonra:
Ben? Olacak iş mi kız kaçırmak? efendim? Efendim?
Ne zaman tükenecek bu yollar, arabacı? - Verilen bilgini kesin olmadığını,
kuşku duyulduğunu belirtir:
Aşık Ömer: XIX. yüzyıl halk şairlerinden (1800? - 1859?) - Parantez içindeki soru işareti, söze
kuşku ve alay anlamı katar ya da ne demek istenildiğinin
anlaşılmadığını gösterir:
Bu kitabı bitirdiğini? söylüyor.
ÜNLEM İŞARETİ ( ! )
- Ünleme bildiren sözcüklerden,
cümlelerden sonra konur:
- Hey gidi günler hey! dedi.
Öteki:
- Keşke görmeseydik! ... - Söylev ve hitablelerde:
Ordular! İlk hedefiniz Akdenizdir. İleri!
Ey Türk gençliği! ... - Söz arasında parantez içinde bir
kelimeye dikkat çekmeke için, ayrıca; alay bildirmek için ilgili
kelimeden sonra parantez içinde kullanılır:
Aramızdaki kırgınlık (!) çoktan silinip gitti.
Bu çalışmayla (!) sınavı rahat kazanırsın.
KISA ÇİZGİ ( - )
- Satır sonuna sığmayan kelimeleri
ayırmak için:
Üçüncü derecede veremden yatağa düşmüş za- vallıya ... - Ara sözleri, ana cümleleri, ayrıntı
sayılabilecek açıkları blirtmede:
Örnek olsun diye - örnek istemez ya - söylüyorum.
Bu ezanlar -ki şahadetleri dinin temeli ... - Ekleri belirtmede:
Mastar ekleri "-mek, -mak" tır. - Eski yazı dilinde kullanılan Arapça
ve Farsça birleşik kelimelerdeki kök ve ekleri ayırmada:
Resm-i geçit, Hakimiyet-i Mlliye ... - Kelimelerin hecelerini ayırmak için:
Sak-la sa-ma-nı, ge-lir za-ma-nı ... - İki veya daha çok millet (ülke dili)
adı arasındaki bağı belirtmede:
Türk - Alman ilişkileri, Türkçe - İngilizce sözlük ... - İki veya daha çok özel ad arasındaki
bağ kısa çizgi ile belirlenir:
Aydın - İzmir yolu, Ankara - Samsun demir yolu ...
UZUN ÇİZGİ ( __ )
- Karşılıklı konuşmalarda konuşan
değiştikçe sözlerin başına konur:
- Ben çok para istemem efendim.
- Ama ben çok az para veririrm.
- Ne kadar verir siniz?
- Bir kuruş.
- Günde bir kuruş mu?
- Hayır...
- Ayda bir kuruş mu, efendim? ...
TIRNAK İŞARETİ ( " " )
- Metin içinde başkasına aktarılan
yazı ya da sözlerin başına ve sonuna konur:
Atatürk: "Yurtta sulh, cihanda sulh!" sözüyle barışcı olduğunu herkese duyurmuştur. - Kitapların, sanar eserlerinin,
bilimsel yayınların, yazıların birkaç kelimeden oluşan
başlıkları metin içinde genellikle tırnak içine alınır:
İsmet "Ali Baba ve kırk Haramiler" adlı kitabı okumuş. - Tırnak içine alınan başlıklardan
sonra kesme işareti kullanılmaz:
- Gazete ve dergi başlıkları tırnak
içine alınmaz:
Serhat Basamak Ünite Dergisi!ni çok beğeniyorum.
PARANTEZ ( )
- Bir cümle ya da açıklamanın başına
ve sonuna konur:
"Büyük" kelimesinin zıt (karşıt) anlamlısı olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? - Maddelerin sıralanışında, sayı ya da
harflerden sonra parantezin kapama biçimi " ) " kullanılır:
a ) ...... b ) ...... c ) ......, 1) ...... 2) ......
KESME İŞARETİ ( ' )
- Özel adlar getirilen çekim eklerini
ayırmak için kullanılır:
Ali'den, Mustafa'ya, Türkiye'de ... - Gerçek kısaltmalara getirilen ekleri
ayırmada:
TBMM'nin en yaşlı üyesi oturumu açtı. ... - Sayılara getirilen ekleri ayırmada:
23 Nisan 19202'de TBMM açıldı. ... - Bir kelime içinde bir ünlünün
düştüğünü göstermede:
N'oldu ?, N'etsin ?, N'apalım ? ... - Özel adlardan türetilen isim, fiil
ve sıfatlarda kesme işareti kullanılmaz:
Ankaralı, Türkçe, Türklük, ...
YAZIM (İMLA) KURALLARI
İmla: Bir dilin kelimelerinin
yazıya geçirilmesini sağlayan ortak yazma şekline İMLA denir.
BÜYÜK HARFLERİN YAZIMI
- Özel adlar büyük harfle yazılır:
(yeryüzü, kişi, ülkeler, diller...)
Minik kedisine hep Pamuk diye seslenirdi... - Kurum ve kuruluş adlarını oluşturan
kelimelerin işlk harfleri:
Devlet demir Yollarında ...
Milli Eğitim Bakanlığına yazılan ... - Dergi, kanun, eser, gazete,
isimlerinin her kelimesi:
Tarihi Galata Köprüsünün ... - Birden çok kelimeden oluşan kişi,
yer adlarının ilk harfleri:
Gazi Osman Paşa Mahalle sakinleri ... - Mahalle meydan, bulvar, cadde ve
sokak adları:
Bu gün Akdeniz Caddesi'nde ... - Cümlelerin ilk kelimesi büyük
yazılır. Nokta, soru, ünlem işaretlerinden sonra gelen her
cümlenin ilk harfi:
Dışarı çıktı. Acaba paradan kıymetli olan neydi? Düşündü ama bulamadı. - Şiirde mısraların ilk kelimesi:
Söz ola kese savaşı,
Söz ola kestire başı,
Söz ola ağulu aşı, - Mektup başlıklarının ilk kelimesi:
Sevgili yeğenim. - Levha ve açıklama Yazılarının ilk
harfi:
Giriş, Vezne, Müdür ... - İki nıktadan sonra bir kimseden
alınıp tırnak işareti içinde verdiğimizsözlerin ilk kelimesinin
ilk harfi:
O yıl soğuk ülkelerden gelen biri: "Ne olur beni geri götür." demiş. - Gazete ve dergi adlarının her
kelimesi büyük harfle başlar:
Genç Kalemler, Resmi Gazete ... - Kİtap adları ve yazı başlıklarının
her kelimesi büyük hafrle başlar. Başlıklarda geçen "ve, ile,
ya, veya, ki" bağlaçlarıyla "mi" soru ekleri küçük harfle
yazılır.
Bin Bir Gece Masalları, Ali Baba ve Kırk Haramiler ... - İsimlerle birlikte kullanılan
unvanların da baş harfleri:
Sayın Profösör, Bay Ahmet ...
SAYILARIN YAZIMI
- Sayılar gerekli görülen yerlerde
yazıyla yazılabilir. Bu durumda sayı adları yazıya ayrı ayrı
geçirilmelidir:
Pazardan beş kilo patates, üç kilo elma aldım. - Banka işlemlerinde ve parasal
işlemlerde araya başka sayı katılmasını önlemek amacıyla sayılar
bitişik yazılır:
Birmilyondokuzyüzbin gibi...
TARİHLERİN YAZIMI
- Bilinen bir tarihi anlatan ay ve gün
adları her yerde büyük harfle yazılır:
31 Mart ayaklanması ... - Ay ve gün adları yanlarında sayı
olmadan kullanıldıklarında küçük harfle başlayarak yazılır.
Bu yıl şubat ve mart ayları çok soğuk geçti. - Gün bildiren tarihler aşağıdaki gibi
yazılır:
19 Mayıs 1919 - 19.05.1999 - 19 / 05 / 2000 - Tarih bildiren sayılardan sonra
gelen ekler kesme işaretiyle ayrılır.
23 Nisan 1920'de TBMM açıldı.
DÜZELTME (Uzatma) İŞARETİ NİN
KULLANILIŞI (^)
- Yazılışları birbirine benzeyen,
anlamları ayrı birtakım yabancı kelimeleri ayırt etmen için uzun
ünlülerin (sesli) üzerinde düzeltme işareti konur:
adet=sayı - âdet=alışkanlık - aşık=küçük kemik - âşık=tutkun ... - Arapça ve Farsçe kelimelerde "g" ve
"k" ünsüzlerinin (sessiz) ince okunduğunu göstermek için bu
ünsüzlerden sonra gelen "a" ve "u" ünlülerinin üzerinde:
dükkân, gâvur, gikâye, kâğıt, kâr, tezâh, mekân ... - Ayrıca Arapça ve Farsça'dan gelen
kelimelerde " l " ünsüzünün ince olunduğunu göstermek için de bu
işaret kullanılır:
ahlâk, evlât, felâket, hilâl, ilâç, ilân, istiklâl, lâle, selâm, sülâle, lâmba, lâhana, plâk, plâj, plân ...
İKİLEMELERİN YAZILIŞI
- İkilemeler ayrı yazılır:
Baka baka, konuşa konuşa, kem küm, ev bark, soy sop ... - "m"
ile yapılan ikilemeler de ayrı yazılır:
Dolap molap, kitap mitap, çocuk mocuk ... - İsmin hâl ekleriyle yapılan
ikilemeler de ayrı yazılır:
Baş başa, göz göze, diz dize, yan yana ... - İyelik eki almış ikilemeler de ayrı
yazılır:
Boşu boşuna, ucu ucuna, günü gününe ... - isim ve sıfatları tekrarlayarak
yapılan ikilemeler de ayrı yazılır:
Akın akın, ağır ağır, kara kara, çeşit çeşit, uslu uslu ... - İkilemeler arasına virgül konmaz:
Ağır ağır konuşursak daha iyi anlaşılır.
DEYİMLERİN YAZILIŞI
Deyimler birden çok kelimeden oluşan,
gerçek anlamlarından ayrı bir anlamı bulunan kelime gruplarıdır.
- Deyim ya da deyim niteliği taşıyan
kelimeler ayrı yazılır:
Can kulağıyla dinlemek.
Canını dişine takmak ...
BİRLEŞİK KELİMELERİN YAZILIŞI
- Dilimizde önemli bir yer tutan
pekiştirme sırfatları bitişik yazılır:
Apaçık, kapkara, kupkuru, sipsivri, sapasağlam, dümdüz ... - Birleşik kelime durumuna girmiş
kelimeler bitişik yazılır:
Babayiğit, dedikodu, delikanlı, gecekondu, kabadayı, yelkovan ... - Ev, ocak ve yurt kelimeleriyle
kurulan birleşik kelimeler ayrı yazılır:
Bakım evi, aş evi, radyo evi, sağlık ocağı, öğrenci yurdu, sağlık yurdu ... - Hane kelimesiyle kurulan birleşik
kelimeler bitişik yazılır:
Pastahane, hastahane, yatakhane, yemekhane ... - Birleştirmede yer alan kelimeler
eski anlamlarını koruyorlarsa bu tür birleşik kelimeler ayrı
yazılır:
Kara yolu, gül suyu, kuru üzüm, ay tutulması, balık yumurtası, yıl sonu... - Yardımcı fiillerle yapılan birtakım
birleşik fiiller ayrı yazılır:
Yardım etmek, yol olmak, göç etmek, hayret etmek, gelin olmak... - Dilimizdeki "af, his, ret,
zan" gibi birtakım kelimeler "etmek, olmak,
eylemek" yardımcı fiilleriyle birleşirken
söylenişlerine uyularak yeni ses alırlar. Bu kelimeler bitişik
yazılır:
af + etmek __ affetmek, His + etmek __ hissetmek ... - "Emir, hüküm, keşif, nakil,
kayıp" gibi birtakım kelimeler "etmek, eylemek,
olmak" yardımcı fiilleriyle birleşirken ikinci
hecelerdeki ünlüleri düşürürler. Bu kelimelerle yapılan birleşik
fiiller bitişik yazılır:
emir + etmek __ emretmek, kayıp + olmak __ kaybolmak ... - "-a, -e, -ı, -i, -u, -ü"
ekleriyle yapılan birlşeik fiiller bitişik yaılır:
Bakmak + kalmak __ bakakalmak
yapmak + bilmek __ yapabilmek ... - İki ya da daha çok kelimeden oluşan
yerleşim merkezi adları bitişik yazılır:
Karaköy, Dörtyol, Gürgentepe, Tepeköy ... - Sıfat ya da isim tamlaması biçiminde
oluşmuş ve bu şekilde kalıplaşmış yer adları ve dağ, deniz, ova
adları bitişik yazılır:
Kızılırmak, Çukurova, Uludağ, Akdeniz, Ulukışla...
KURULUŞ ADLARININ YAZILIŞI
- Kurum, kuruluş, işletme, okul,
birlik ve derneklerin resmi adlarının her kelimesi büyük harfle
başlar:
Devlet Demir Yolları, Türkiye Radyo Televizyon Kurumu, Fatih İlköğretim okulu ... - Kurum ve kuruluş adlarında geçen
kelimeler cins isim olarak geçtiğinde küçük harfle yazılır:
Hava kuvvetlerinin güçlendirilmesi için ...
Demir çelik işletmelerinin ...
"-de" EKİ VE "de" KELİMESİN YAZILIŞI
- Hal eki olan "de" kelimeye bitişik
yazılır. Özel isimlerin sonuna geldiğinde kesme işaretiyle
ayrılır. Kendisinden önce gelen kelimenin son ünlüsüne göre
büyük ünlü uyumuna uyar.
Ayakta durmaktan canım çıktır.
Otomobil bozulunca yolda kalmışlar.
Yurtta sulh cihanda sulh!
Dolabın anahtarı Ali'de olmalı. - Bağlaç olan "de" ayrı yazılır.
Kendisinden önce gelen kelimenin son ünlüsüne göre büyük ünlü
uyumuna uyar.
Onları da gördünüz mü?
Kerem de çalışmasını tamamlamış
"-ki" EKİ ve "ki" BAĞLACININ YAZIMI
- Ek olan "-ki" ünlü
uyumuna uymaksızın kendinde önce gelen kelimeye bitişik yazılır:
Bu sayfadaki yazıyı okudunuz mu? - Bağlaç olan "ki"
ayrı yazılır:
Olmaz ki!
Böyle de yatılmaz ki!
Atatürk diyor ki: ... - "Ki" bağlacı bazı
kelimelerle zamanla kalıplaştıkları için bitişik yazılır:
Halbuki, oysaki, sanki, mademki ...
"mi" EKİNİN YAZILIŞI
- Soru eki olan "mi" kendinden önce
gelen kelimeden ayrı yazılır.Kendinden önceki kelimenin son
ünlüsüne göre ünlü uyumuna uyar.Kendisinden sonra gelen ekler bu
eke bitişik yazılır:
Oğlunu işe almadılar mı?
Bitirdiğinde bana verecek misin?
Tahtadaki şekli görüyor musun?
"yor" EKİNİN YAZILIŞI
- "-yor" eki ünlü uyumuna uymaz.
Eklendiğini fiilin ünlüsünü ince de olsa, bu ekin ünlüsü kalın
kalır:
Atatürk Mudanya yolu ile Bursa'ya gidi-yor-du.
gel-i-yor,sür-ü-yor,sev-i-yor,sor-u-yor,görüş-ü-yor...
konuş |
+ |
u |
+ |
yor |
__ |
konuşuyor |
fiil kökü |
|
bağlantı ünlüsü |
|
-yor eki |
|
|
bekle |
+ |
yor |
__ |
bekliyor: -e, -i ye
dönüşüyor. |
fiil kökü |
|
-yor eki |
|
|
- Fiil kökü ünlü ile bittiğinde,
bağlantı ünlüsü almıyor.Ancak sondaki, "-a" sesi "-ı" veya "-u"
ya,"-e" sesi "-i" veya "-ü" ye dönüşüyor.
başla + yor __ başlıyor: -a ünlüsü -ı' ya dönüştü.
"ile" KELİMESİNİN EK OLARAK YAZILIŞI
- "ile" sözü, ünlüyle biten kelimelere
ek olarak geldiğinde başındaki "-i" ünlüsü "y"'ye dönüşür ve
büyük ünlü uyumuna uyar:
balta + ile __baltayla - çifte + ile__çifteyle - III.şahıs iyelik ekinden sonra ek
olarak geldiğinde başındaki "-i" ünlüsü "y"'ye dönüşür, büyük
ünlü uyumuna uyar:
annesi + ile __ annesiyle -arkadaşı + ile__arkadaşıyla - Ünsüz ile biten kelimelere ek olarak
geldiğinde başındaki "-i" ünlüsü düşer ve büyük ünlü uyumuna
uyar.
kardeş + ile __kardeşle - ayak + ile __ayakla
"-ken" EKİNİN YAZILIŞI
- "-ken" (iken) büyük ünlü uyumuna
uymaz.; getirildiği kelimenin ünlüleri kalın da olsa, bu ekin
ünlüsü ince kalır:
okur + iken __ okurken
bakar + iken __ bakarken
çalışır + iken __ çalışırken
durmuş + iken __ durmuşken
"İMEK" EK FİİLİNİN YAZILIŞI
- İmek ek fiili ayrı yazıldığında ünlü
uyumuna uymaz:
Aldığı elbise oldukça kaba idi.
Meğer bana kırgın imiş.
Her yıl yaz tatilinde Antalya'ya gider idim. - İmek ek fiili bu gün daha çok
bitişik olarak kullanılmakta ve ses uyumuna uymaktadır. Ünlü ile
biten kelimeye eklendiğinde "-i" ünlüsü düşer ve araya "y"
girer:
tatlıcı idi __ tatlıcıydı - ne ise __neyse
yabancı imiş __yabancıymış - sinirli imiş __ sinirliymiş - Ünlüyle biten kelimelere
eklendiğinde "-i" ünlüsü düşer:
gider imiş __gidermiş - kerpiç imiş __kerpiçmiş
bakar ise __bakarsa - görecek ise __ görecekse