Inkılaplar
CUMHURİYET DÖNEMİ
İNKLAPLARI VE SİYASAL GELİŞMELERİ
Türk İnkılabının Nedenleri Özellikleri
ve Amaçları:
Nedenleri
•
Osmanlı İmparatorluğundaki bozukluklar.
•
Fransız İhtilalinin olumsuz yada olumlu
etkileri.
•
Osmanlı Devletindeki yenileşme hareketlerinin
sonuçsuz kalması.
•
Osmanlı Devletinin yıkılış sürecine girmesi.
•
Emperyalizmin Osmanlı üzerindeki olumsuz
etkileri.
•
Çağdaş uygarlık seviyesine ulaşma
gerekliliği.
Özellikleri
•
İnkılap dışa karşı bağımsızlıkla başlamıştır.
•
Ulusal Egemenlik ilkesine dayanır.
•
Gerektiği takdirde "zor" kullanılmıştır.
(Tepeden inme)
•
Çağdaş bir devlet ve toplum oluşturmayı
amaçlar.
•
İkili uygulamalara son vermiştir.
•
Ezilen halklara örnek olmuştur.
•
Batılılaşmayı örnek almış, modern zihniyet
getirmiştir.
•
Milli şuuru ve millet olma ruhunu
uyandırmıştır.
•
Kurtuluş ve kuruluş aşamalarından geçmiştir.(Hazırhk
safhası yok)
•
İnkılaplarda akıl ve bilim ön planda olmuş,
sırası geldikçe yapılmıştır.
•
Dış kaynağı: Aydınlanma çağı ve Fransız
devrimidir.
Amaçları
•
Genel Amacı: Bağımsızlık
temelinde çağdaş uygarlık düzeyine ulaşma.
•
Siyasal Amacı: Kişi
egemenliği yerine ulus egemenliğini getirme geliştirme.
•
Toplumsal Amacı: Eşit ve
çağdaş bir toplum oluşturma.
•
Kültürel Amacı: Kültürel
öğeleri, çağdaşlık ulusallık temelinde oluşturma kültür ikiliğine
son verme.
•
Hukuksal Amacı: Çağdaş,
laik, eşit hukuk düzeni oluşturma hukuk ikiliğine son verme.
•
Ekonomik Amacı: Milli bir
ekonomik yapı gerçekleştirme halkın ekonomik refahını arttırma.
Devrimlerin yapıldığı alanlar : Siyasal
-Hukuksal-Toplumsal-Eğitim-Ekonomik
SİYASAL ALANDA YAPILAN İNKILAPLAR
SALTANATIN KALDIRILMASI (1 KASIM 1922)
Nedenleri
•
23 Nisan 1920'de kurulan TBMM'nin milli
egemenlik esasına dayanması saltanatın milli egemenlik esasıyla
bağdaşmaması.
•
Saltanatın milli mücadeleye karşı olması
düşmanla işbirliği yapması.
•
Osmanlı hükümetinin hala kendisini meşru bir
hükümet gibi görmesi.
•
Lozan Görüşmelerine İstanbul Hükümetinin de
çağrılması (Kaldırılmasını hızlandırmıştır)
•
Saltanatın iç isyanları çıkarmış olması.
•
Devlette ve yönetimde ikilik olması, (çift
hükümet var)
• Cumhuriyet yönetimine geçiş
için bir engel teşkil etmesi.
Bu nedenlerden dolayı TBMM 1 Kasım
1922'de saltanatı kaldırdı. Vahdettin 17 Kasımda İngiltere'ye
sığındı. Barışın yapılmamış olması, halkın hazır olmaması, etkili
kişilerin halife yanlısı olması nedeniyle halifelik kaldırılmamış.
Osmanlı ailesinden Abdülmecit bazı şartlara uymak koşulu ile halife
olmuştur. Ayrıca Meclis saltanatın aslında 16 Mart 1920'de sona
erdiğini karara bağlamıştır.
Önemi ve Sonuçları
•
Osmanlı resmen sona erdi.
•
Cumhuriyete giden yolda önemli bir adım
atıldı.
•
Siyasi otorite ve dini otorite ayrıldı.
Laiklik için ilk adım atıldı.
•
I. TBMM'nin
gerçekleştirdiği en önemli inkılaptır.
CUMHURİYETİN İLANI (29 EKİM 1923)
Nedenleri
•
Ulusal Egemenliğin gerçekleştirilmek
istenmesi.
•
Saltanatın kaldırılmasından sonra ortaya
çıkan devlet başkanlığı sorununu çözmek.
•
Bazı çevrelerin eski düzeni geri getirme
çabalan.
•
Meclis Hükümeti sistemi nedeniyle hükümet
bunalımı yaşanması, hükümet kurulamaması yürütme görevinin aksaması
(İlanı hızlandıran gelişme)
•
TBMM'nin açılmasıyla kurulan
yeni devletin rejimini belirleme ve bu
konudaki tartışmalara son verme.
•
TBMM'nin açılması ve 1921 anayasasıyla
egemenliğin millete verilmesi.
Önemi ve Sonuçları
•
Rejimin adı konulmuş .
•
Devlet başkanlığı sorunu çözülmüş.
•
Kabine sistemine geçilerek hükümet bunalımı
ortadan kalkmış.
•
Yürütme hız kazanmış.
•
İnkılaplar için ortam hazırlanmış.
•
Eski düzen yanlılarının umutlan tükenmiştir.
29 Ekim 1923'te Anayasada bir değişiklik
yapılmış" Türkiye Devletinin yönetim şekli Cumhuriyettir" maddesi
eklenmiştir.Ayrıca dini İslam, başkenti Ankara, dili Türkçe
ilaveleri de yapılmıştır.
• Türkiye Cumhuriyetinin ilk
Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal, ilk Başbakanı İsmet İnönü
ilk Meclis Başkanı Ali Fethi Okyar'dır.
HALİFELİĞİN KALDIRILMASI (3 MART 1924)
Halife: İslam devletinde din ve devlet başkanı.
•
Halifelik Osmanlıya Yavuz döneminde
geçmiştir.
•
Gerileme döneminde padişahlar bu makamı İslam
unsurlarını devlet içinde tutmak için kullanmıştır.
•
I. Dünya savaşında
etkisini kaybetmiş, milli mücadele döneminde ulusalcılara (fetva
vererek) karşı kullanılmıştır.
Kaldırılma Nedenleri
•
Saltanatın kaldırılması, Cumhuriyetin
ilanından sonra önemini yitirmesi.
•
Devrim karşıtlarının umudu haline gelmesi,
(sığındıkları yer olması)
•
Ümmet toplumundan ulusal topluma geçilmesi.
•
Devlet başkanlığında ikilik yaşanması.
(Halifeyi devlet başkanı gibi görmeleri)
•
Abdülmecit'in devlet başkanı gibi hareket
etmesi, kurallara uymaması, gösterişli ve masraflı cuma alayları
düzenlemesi.
•
Laikliğin ve çağdaşlaşmanın önünde önemli bir
engel olması.
•
Rejime karşı olanların "Halife meclisin,
meclis halifenindir" görüşünü yayması. Bu nedenlerden dolayı 3 Mart
1924'te halifelik kaldırılmış. Aynı gün ;
•
Seriye ve Evkaf Vekaleti (Din işleri
Başkanlığı) kaldırıldı yerine Diyanet İşleri Başkanlığı ile Vakıflar
Genel Müdürlüğü kuruldu.(Laiklikle ilgili)
•
Erkan-ı Harbiye Vekaleti (Savaş Bakanlığı)
kaldırıldı. Genelkurmay başkanlığının siyaset dışına çıkması
sağlandı.
•
Tevhid-i Tedrisat Kanunu çıkarıldı. Bu kanun
ile öğretim birliği sağlandı.Bütün okullar M:E.B.'na bağlandı.(Laik
eğitim)
•
Osmanlı hanedanının yurtdışına çıkarılması
kararlaştırıldı.
•
Ancak "Devletin dini İslam'dır" cümlesi
anayasaya eklendi.
Önemi
•
Laik düzene geçişte en önemli engel ortadan
kalktı.
•
İnkılapların önündeki en önemli engel ortadan
kalktı.
•
Devlet başkanlığındaki ikilik ortadan kalktı.
•
Eskiye dönme ümidi olanların ümitleri yok
oldu.
ÇOK PARTİLİ HAYATA GEÇİŞ DENEMELERİ
•
Çok partili hayata geçmekteki asıl amaç,
halkın değişik emelleri ve düşüncelerinin meclise yansımasını
sağlamak, hükümeti denetlemek ve demokrasiyi tam olarak
yerleştirmektir.
•
Mecliste muhalefetin yer alması demokratik
yönetimin temel koşuludur.
•
Kurtuluş Savaşı yıllarında gruplar vardı (I.
Grup M. Kemal yanlısı, II
Grup karşıtı) ama siyasal partiler Kurtuluş Savaşma zarar vereceği
için yoktu.
•
Kurtuluş Savaşı kazanıldıktan sonra M. Kemal
devrimleri gerçekleştirmek için yeni bir meclis ve kadroya ihtiyaç
duyup II. TBMM'yi açtı.
A.R.M.H.C yerine Halk Fırkası kuruldu.(9 Eylül 1923)
•
Bir ülkede demokrasinin olabilmesi için şu
koşullar gereklidir.
■ Tam bağımsızlık—Ulusal Egemenlik—Kişi
haklarına saygı—Düşünce özgürlüğü— Örgütlenme hakkı—Kanun önünde
eşitlik—Seçme ve seçilme hakkı—Katılım ve çoğulculuk—Çoğunluk
kurallarına uyma, azınlık haklarına saygı.
Cumhuriyet Halk Fırkası (9 Eylül 1923)
•
A.R.M.H.C'nin siyasal partiye dönüşmesi ile
kurulmuştur.
•
Yeni Türk Devletinin ilk siyasal partisidir.
•
Cumhuriyetin ilanından sonra Cumhuriyet Halk
Fırkası adını almıştır.
•
M. Kemal ölümüne kadar partiye başkanlık
yapmıştır.
•
Devrimler bu partiye dayanılarak yapılmıştır.
•
Ekonomide devletçilik benimsenmiştir
•
1935'te Atatürk'ün altı ilkesi tüzüğe
alınmıştır.
•
Laiklik ve Cumhuriyetçilik ilkesi
benimsenmiştir.
•
1923-1950 arasında iktidar partisidir.
Terakki Perver Cumhuriyet Fırkası (17
Kasım 1924)
•
Cumhuriyet tarihinin ilk muhalefet
partisidir.
•
Cumhuriyet Halk Fırkasının meclisteki
baskısını ortadan kaldırmak muhalefet oluşturmak amacı ile
Cumhuriyet Halk Fırkasından ayrılan milletvekilleri tarafından
kurulmuştur.
•
Kurucuları: Rauf Orbay, Kazım Karabekir, Ali
Fuat Cebesoy, Adnan Adıvar
•
CHF ile aralarındaki temel görüş ayrılığı
laik devrimlerdir.
•
CHF laik devrimlerin bir an önce yapılmasını
isterken TPC Fırkası bu devrimlerin zamana bırakılmasını ister.
(Evrimci)
•
Halifeliğin kaldırılmasına tepkilidirler.
•
Liberal ekonomik modeli savunmuşlardır.
•
Dine saygılı olduğunu belirtmiştir.
Yeni kurulan parti M. Kemal'i memnun
etmiş (gerçekte demokratik düzen istiyor) ancak partinin "Partimiz
din kurallarına saygılıdır" parolası partiye halifelik yanlılarının
ve devrimlere karşı olanların sızmasına neden olmuştur.Bu sırada
Şeyh Sait isyanının çıkması ve isyanda parti ileri gelenlerinin de
parmağının da olduğu düşüncesi nedeniyle parti Takriri Sükun
Kanununa dayanılarak kapatılır.
CHP'nin tek Parti Kalmasının nedenleri:
•
Devrimlerin yerleşmesini sağlamak.
•
Halkın belli bir siyasal olgunluğa erişmesini
beklemek.
•
Kalkınmayı hızlandırmak.
•
Ulusal birlik beraberliği sağlamak. (1946'ya
kadar tek partili sistem uygulandı)
Şeyh Sait Ayaklanması (13 Şubat 1925)
•
Laik devrimlerden dolayı, doğrudan rejimi
yıkmaya yönelik dini karakterli bir ayaklanma
•
İsyan çıkmasında Terakki Perver Partisinin
uyguladığı politika, dini propaganda ve İngiliz ajanlarının
kışkırtmaları etkili olmuştur.
•
İsyan Musul için yapılan Türk—İngiliz
mücadelesinin en kritik döneminde çıkmıştır.
•
İsyanın iç boyutu Laiklik, dış boyutu
Musul'dur.
Ayaklanmaya Karşı Önlemler ve
Ayaklanmanın Bastırılması
•
Ayaklanma karşısında etkisiz kalan Fethi
Okyar Hükümeti istifa etti yerine İsmet Paşa Hükümeti kuruldu.
•
4 Mart 1925'te Takrir-i Sükun Kanunu
çıkarıldı. 4 yıl yürürlükte kaldı. Kısmi seferberlik ilan
edildi.İstiklal Mahkemeleri açıldı.
•
Ayaklanma konusunda hükümete tam yetki
verildi.
•
TCF'nın parti şubeleri kapatıldı.
•
Takrir-i Sükun Kanunun katkısıyla
muhalefetsiz bir ortamda (1925-1929) bir çok devrim
gerçekleştirildi.
•
Ayaklanma bastırıldı, isyancılar
cezalandırıldı, TCF kapatıldı, Musul kaybedildi. NOT: Tarihimizde
İstiklal Mahkemeleri 3 kez kuruldu.
1.
Ayaklanmalar sırasında Hıyanet-i Vataniye Kanununu uygulamak
için,
2.
Sakarya Savaşı öncesinde Tekalifi Milliye
Kanununu uygulamak için,
3.
Şeyh Sait İsyanı sonrasında Takrir-i Sükun
Kanununu uygulamak için.
M. Kemal'e Suikast (İzmir Suikastı)
(16 Haziran 1926) Nedenleri
•
Devrimlerin derinlik kazanması devrim
karşıtlarının bu durumu içlerine sindirememeleri.
•
İttihatçıların yönetimde etkinlik kazanmak
istemeleri.
•
M. Kemal'e karşı duyulan kişisel öfke.(TCF'nm
bazı üyeleri ve ittihatçılar)
Sonuçlan
•
M. Kemal'in İzmir'e 1 gün geç gitmesi suikast
planının ortaya çıkmasına neden olmuş, suikastçiler yakalanmış,
suikast gerçekleşmemiştir. ( Benim naçiz vücudum elbet bir gün
toprak olacaktır ama T.C ilelebet yaşayacaktır.)
•
Suikastçilerle sınırlı kalmayan
tutuklamaların TCF'nin kurucularına kadar uzanması halkta
huzursuzluk yaratınca Kazım Karabekir, Ali Fuat gibi paşalar serbest
bırakılmıştır.
•
İttihatçıların etkinliklerine son
verilmiştir.
Serbest Cumhuriyet Fırkası (12 Ağustos
1930)
• M. Kemal'in önerisi ile
Fethi Okyar tarafından kurulmuş, Türkiye'nin üçüncü siyasi
partisi, ikinci muhalefet partisidir.
Kurulma Nedenleri
•
İ929 Dünya ekonomik bunalımının Türkiye'yi
olumsuz etkilemesi.
•
Hükümetin mecliste tek parti olması,
denetlenememesi ve demokrasiye geçme düşüncesi.
•
Yeni bir ekonomik modele (Liberal ekonomi)
ihtiyaç duyulması Parti Programı
•
Devletçiliğe karşı liberal ekonomiyi
benimsemesi.
•
Cumhuriyetçilik ve Laiklik esaslarına bağlı
kalması.
•
Kadınlara siyasi hakların tanınması gibi
kararlar almıştır.
•
Bu partininde laiklik karşıtlarının odağı
haline gelmesi üzerine parti kendisini fes etmiştir. (17 Aralık
1930)
Menemen Olayı (23 Aralık 1930)
•
Serbest Cumhuriyet Fırkasının kapatılmasından
sonra rejim karşıtı bir grubun Derviş Mehmet önderliğinde dini
propaganda yaparak çıkardığı ayaklanmadır. Ayaklanmanın amacı dini
kurallara dayalı düzen kurmaktır.
•
Olaya müdahale eden yedek subay Kubilay şehit
edilir. Suçlular cezalandırılır. (31 Mart olayı, Şeyh Sait İsyanı,
Menemen olayı benzerlik gösterir.)İsyanlar bastırılır bu olaylar çok
partili hayata hazır olunmadığını gösterir.
•
Bu olaydan sonra
II. Dünya Savaşının çıkma tehlikesi belirince çok
partili hayata geçilememiş. Ancak II.
Dünya Savaşından sonra Demokrat partinin kurulmasıyla
(1946) tekrar çok partili hayata geçilebilmiştir. Demokrat Parti
meclise muhalefet olarak girmiş 1950'de seçimleri kazanarak iktidar
olmuştur.
HUKUK ALANINDA YAPILAN İNKILAPLAR
•
Osmanlı hukuk sistemi iki temele dayanıyordu.
Bunlardan şer'i hukuk kaynağını Kur'an ve hadislerden alırken, örfi
hukuk töre ve padişah fetvalarına dayanıyordu.
•
Osmanlıda hukuk birliği yoktu. Şer'i
mahkemeler, karma mahkemeler, konsolosluk mahkemeleri, batı tarzı
mahkemeler vardı.
•
Osmanlı İslam hukukuna dayalı olarak Mecelle
adı verilen Medeni Kanunu hazırladı ama kanun Sünni mezhebe göre
hazırlandığı için yetersiz kaldı. Halbuki devlet bütün vatandaşları
için aynı hukuku uygulamalıydı. Hukuk birliği olmalıydı.
•
Yeni kurulan Türk Devletinde Osmanlıdan
farklı ilkelere dayandığı için yeni kurallar koymak, yeni hukuk
düzeni oluşturmak gerekiyordu.
•
Yeni Türk devleti mezhep ayrılığı olmaksızın
herkese uygulanacak laik hukuk sistemine geçmeliydi.
Hukuk Alanında İnkılabın Nedenleri
•
Hukuk birliğinin olmayışı.
•
Eski hukuk sisteminin modern hayatın
gereksinimlerine cevap verememesi.
•
Devletin laik bir hukuk sistemine ihtiyaç
duyması.
•
Kadın hakları ile ilgili kanunların
yetersizliği.
•
Ekonomik ve ticari hayatı düzenleyen
kanunların yetersizliği.
•
Yeni Türk devletinin milliyetçilik esasına
dayanması.
Türk Medeni Kanununun Kabulü (17 Şubat
1926)
Medeni Kanun özel hukukun en önemli
bölümüdür. Kişi haklan, nişan, evlenme, boşanma, miras paylaşımı,
mal, kişi ilişkileri kanun kapsamındadır. Osmanlıda bu alan şer'i
hukuk kurallarını düzenliyordu. 19. yy'daki Mecelle kişi haklan,
miras ve aile kanunlarına yer veriyordu. Bundan dolayı Türk medeni
kanunu İsviçre'den alınarak Türk toplumuna uyarlandı ve yürürlüğe
girdi.
Medeni Kanunun Kabul Edilme Nedenleri
(İsviçre)
•
Avrupa'daki medeni kanunların en iyisi
olması.
•
Akılcı ve pratik çözümler getirmesi.
•
Kadın erkek eşitliğine dayanması.
•
Avrupa kanunlarının tümünden yararlanmış
olması—Demokratik olması
•
Türk toplumunun yapısına uygun
olması—Hakimlere geniş hak tanıması
Medeni Kanunun Getirdiği Yenilikler
•
Kadın erkek arasında sosyal, ekonomik eşitlik
sağlandı.
•
Kadınlar her meslekte çalışabilecekti.
•
Tek eşlilik getirildi—Evlenmede kadının
rızası şart koşuldu.
•
Boşanma hakkı kadına tanındı.
•
Resmi nikah zorunlu olurken dini nikah isteğe
bağlandı.
•
Mirasta ve şahitlikte eşitlik getirildi.
•
Vatandaşlar din, mezhep, hak ve yükümlülük
bakımından eşit hale geldi.
•
Anne babaya ailevi yükümlülükler getirildi.
Hukuk Alanındaki Yenilikler
•
Seriye ve Evkaf Vekaleti kaldırıldı.(3 Mart
1924)
•
Seriye Mahkemeleri kapatıldı. (8 Nisan 1924)
•
1924 anayasası kabul edildi.
•
Kanuni Esasiye son verildi.
•
Ankara Hukuk Mektebi açıldı.(5 Kasım 1925)
•
Medeni kanun kabul edildi.(22 Nisan 1926)
•
Mecelle kaldırıldı—Ceza kanunu kabul edildi.
(İtalya 1 Mart 1926)
•
İsviçre'den borçlar kanunu alındı. (22 Nisan
1926)
•
Devletin dini İslam'dır hükmü anayasadan
çıkarıldı, anayasa laikleşti. (10 Nisanl928)
•
Atatürk ilkeleri Anayasaya alındı.(5 Şubat
1937)
Kadınlara Siyasal Hakların verilmesi
• Kadınlara, 193 O'da
Belediye seçimlerine katılma,1933'te Muhtarlık seçimlerine katılma,
1934'tede milletvekili seçilme ve seçme hakkı verildi. Türkiye'deki
kadınlar siyasal
haklarını bir çok Avrupa ülkesinin kadınlarından daha önce
kazanmıştır.
SOSYAL (TOPLUMSAL) ALANDA İNKILAPLAR
Amaç: Çağdaş, laik,
ulusal kültür değerlerine sahip toplum oluşturmak.—Kanun önünde
eşitliği sağlama—Ayrıcalıksız eşit toplum oluşturma.
Kılık Kıyafet Devrimi (Şapka Kanunu)
(25 Kasım 1925)
•
Osmanlıda her azınlık grubunun, her din ve
mezhep topluluğunun kendine özgü bir kıyafeti vardı. Kıyafet birliği
yoktu.
•
Kıyafet devrimindeki amaç; İçsel değişimin
yanında biçimsel değişimi tamamlamak, çağdaş görünümlü bir toplum
oluşturmak, kıyafet ve başlıkların belli bir toplumsal statüyü
göstermesine son vermektir.
• ' M. Kemal bu amaçla Kastamonu
gezisinde foter şapkasını halka tanıtmış ve 25 Kasım
1925'te Şapka Kanununu çıkarmıştır.
•
Kadın başlığı ile ilgili yasal düzenleme
yapılmamış, bu durum zamana bırakılmıştır.
•
1934 yılında çıkarılan bir kanunla Diyanet
İşleri Başkanı ve ruhani liderler haricinde hangi din ve mezhepten
olursa olsun bir din adamının mabetler ve ayinler dışında dini
kıyafetlerle dolaşmaları yasaklanmıştır.
•
1935'te peçe, örtü, çarşaf yasaklanmıştır.
Tekke Zaviye ve Türbelerin Kapatılması
(30 Kasım 1925)
•
Osmanlının kuruluş ve gelişmesine katkısı
olan tarikatlar zamanla siyasi ilişkiler ağı içinde yer alarak
bozuldular.
•
Toplum gelişmesini engelleyen kurumlara
dönüştüler.
•
Tarikatlar arası mücadele toplum yapısını
bozmaya başladı.
•
Bazı tekke ve zaviyeler hurafe ve çıkar ocağı
haline gelmişti.
•
Ayrıca halk türbelerden medet umarak onlara
kurtarıcı gözüyle bakıyordu.
•
30 Kasım 1925 'te çıkarılan kanunla ;
■
Tarikatlar yasaklanmış, tekke zaviye ve
türbeler kapatılmış, türbedarlık yasaklanmıştır
■
Fatih, Kanuni, Mevlana vs. kişilerin
türbeleri açık tutulmuştur.
■
Şehylik, dervişlik,
müritlik, dedelik, seyitlik,
falcılık, büyücülük, üfürükçülük yasaklandı.
Sonuç: Bu kanunla;
Cumhuriyet karşıtı kişilerin örgütlendiği kurumlar kaldırılmış, Türk
toplumunun çağdaşlaşması ve laikleşmesi yolunda önemli bir adım
atılmıştır.(Laiklikle ilgili)
Soyadı Kanunu (1934)
• Osmanlıda soyadı yoktu. Bu
durum özellikle devlet ve toplum yaşamında karmaşaya
neden oluyordu. Ayrıca bazı aileler kendilerini üstün gösteren
unvanlar kullanıyordu. Bu
durum toplumda sınıf ayrıcalıklarına neden oluyordu. 21 Haziran
1934'te çıkarılan bir
kanunla;
■
Her Türkün soyadı taşıması,
■
Soyadının Türkçe olması,
■
Gülünç ve ahlaka aykırı soyadı kullanılmaması
karara bağlanmıştır.
•
Bu kanundan sonra TBMM bir kanunla M. Kemal'e
"Atatürk" soyadını verir.( Bu soyadını başka kimse kullanamaz)
•
Kasım 1934'te çıkarılan bir kanunla ağa, bey,
paşa, molla, hacı, efendi vs. gibi ayrıcalıklar belirten unvanlar
yasaklandı.
Sonuç: Bu kanunla ;
devlet ve toplum yaşamındaki karmaşıklıklar kaldırılmaya çalışılmış
halk arasındaki eşitsizliklerin ortadan kaldırılması amaçlanmıştır.
(Atatürk ilkelerinden Halkçılıkla örtüşür)
Takvim Saat ve Ölçülerde Değişiklik
:
Avrupa ile olan ticari ilişkileri
kolaylaştırmak amacı ile ;
•
1 Ocak 1926'da Miladi Takvim kabul edildi.
Yeni saat sistemine geçildi.
•
Latin rakamları kabul edildi (24 Mayıs 1928)
•
1931 'de ağırlık ve uzunluk ölçüleri
değiştirildi.
•
1935'te hafta tatili Cuma'dan Pazar'a alındı.
•
Bu yenilikler çağdaşlaşmayla ilgili olup
İnkılapçılık ilkesini gerçekleştirmeye yöneliktir.
EĞİTİM ve KÜLTÜR ALANINDA İNKILAPLAR
•
Osmanlıda eğitimde birlik yoktu .Bu durum
kültür çatışmalarına neden oluyordu.
•
Eğitim sistemi dine dayanıyordu.
•
Yabancı okullar ve cemaat okulları devlet
denetimi dışındaydı.
Atatürk'ün Eğitim Politikasının
Esasları Şunlardır :
•
Eğitim milli ve çağdaş olmalıdır.
•
Eğitim ulusun yaşamsal ihtiyaçlarını
karşılamalıdır.
•
Eğitim milli, laik, bilimsel düşünen nesiller
yetiştirmelidir.
•
Eğitim ülke bütünlüğü ve bağımsızlığı
düşüncesini aşılamalıdır.
•
Eğitimde birlik olmalı merkezi bir birlik
tarafından yürütülmelidir.
•
Türkçe eğitim kültür dili olmalı, bilimsel ve
karma olmalıdır.
Tevhid-i Tedrisat Kanunu (3 Mart 1924)
•
Bütün eğitim öğretim kurumları Milli Eğitim
Bakanlığına bağlanmıştır.
•
Eğitim ve öğretimde birlik sağlanmıştır.
•
Kültür çatışmasına son verilmiştir.
•
Azınlık ve yabancı okulların dini ve siyasi
öğretim yapmaları önlenmiştir.
•
Eğitim öğretime milli ve laik bir karakter
verilmiştir.
Medreselerin kapatılması:
•
Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile medreseler Milli
Eğitim Bakanlığına bağlanmıştır.
•
Medreselerin görevini üslenecek din adamları
yetiştiren İlahiyat Fakültesi ve İmam Hatip okullarının açılması
üzerine medreseler kapatılmıştır.
•
Medreselerin kapatılmasıyla eğitimde ikiliğe
son verilmiştir.
Maarif Teşkilatı Hakkında Kanun (2 Mart
1926)
•
Bu kanun ile eğitim hizmetleri Tevhid-i
Tedrisat Kanununun ilkeleri doğrultusunda yeniden düzenlendi.Böylece
eğitim sisteminin ana hatları ortaya çıktı.
•
Devlet izni olmadan okul açılamayacağı
belirtilerek ilk ve orta öğretimin temel kuralları belirlendi.
•
Çağdaşlığa uymayan dersler programdan
çıkarıldı.
Harf İnkılabı (1 Kasım 1928)
•
Arap harfleri ses uyumu yönünden Türkçe'ye
uygun değildi.
•
Okuma yazma güçlüğü doğuruyordu .Bu durum
Türk kültür hayatını zorlaştırıyordu.
Yeni Harflerin Kabul Edilme Nedenleri:
•
Türk dilinin okunup yazılmasını
kolaylaştırmak.
•
Eğitim ve öğretimin yaygınlaşmasını sağlamak
.
•
Halkın kültür düzeyini yükseltmek.
•
Eğitimi çağdaşlaştırmak. Sonuçları:
•
Okuma yazma kolaylaştı, okur yazar oranı
arttı.
•
Millet mektepleri açılarak (1929) yeni
harflerin kısa sürede geniş halk kitlelerine öğretilmesi sağlandı ve
böylece okuma yazma oranı arttı.
•
1932'de Halk Evleri açılmış kültür
politikaları topluma yayılmaya çalışılmıştır. 1951'de
kapatılmışlardır.(Not :Köy Enstitüleri 1940'ta açılmıştır)
•
Ankara Hukuk Mektebi, Yüksek Ziraat
Enstitüsü, Devlet Konservatuarı ,Güzel Sanatlar Akademisi, İstanbul
Üniversitesi açıldı.(1933)
Türk Tarih Kurumu'nun Kurulması (12 Nisan
1931) Osmanlıda Tarih:
•
Osmanlıda İslam tarihi ve Osmanlı tarihi
okutuluyordu.
•
Ümmetçi, Osmanlıcı bir tarih anlayışı vardı.
•
Ulusçu tarih anlayışının öğretilmesi
gerekiyordu.
•
Batı kamuoyu Türkler aleyhine yanlış bilgiler
veriyordu. Bunlarında asılsız olduğunu ispatlamak gerekiyordu.
•
Türklerin dünya medeniyetine katkıları ve
dünya medeniyeti içindeki yerlerinin belirlenmesi gerekiyordu.
•
Bu nedenlerden dolayı yapılan çalışmalar
sonucu ilk olarak 1930'da "Türk Tarihinin Ana Hatları"adlı bir eser
bastırıldı.
•
1931'de tarih konusunda bilimsel araştırmalar
yapmak üzere TTK kuruldu. TTK'nm görevi Türk tarihini ulusalcı bir
anlayışla araştırmak ve sonuçlara varmaktı.
Türk Dil Kurumu'nun Kurulması (12 Temmuz
1932)
•
Osmanlıda dil birliği de yoktu.
•
Halk Türkçe aydınlar Osmanlıca konuşuyordu.
•
Türk dili Arapça ve Farsça'nın etkisi
altındaydı. Bu nedenlerlen dolayı dil birliğini sağlamak
için; Türkçe eğitim ve öğretim dili oldu. Arapça ve Farsça,
etkisinden kurtarıldı, Türkçenin kurallarını belirlemek, terimlere
karşılık bulmak, sadeleştirmek. bilim dili yapmak için TDK
kuruldu.
EKONOMİK ALANDA İNKILAPLAR
•
M. Kemal siyasi bağımsızlığın ekonomik
bağımsızlığa bağlı olduğunu çok iyi biliyordu.
•
Bunun için daha Kurtuluş Savaşı yıllarında
ekonomi çalışmalarına başladı ve 1 Mart 1922'de TBMM'de ekonomik
program belirlenirken şu kararlar alındı:
■
Tarım ve sanayi kuruluşları korunmalı ve
geliştirilmeli.
■
Madenler ulusal çıkarlar doğrultusunda
işletilmeli.
■
Halkın yararına olan ekonomik örgütler
devletleştirmeli.
■
Çağdaş araç gereçlere tarıma dayalı endüstri
geliştirmeli.
■
Bütçe ekonomik yapıya uygun olarak
denkleştirilmeli.
MİLLİ EKONOMİ İLKESİ İzmir İktisat
Kongresi (17 Şubat 1923 )
Amaç: Yeni devletin
ekonomi politikasının temel ilkelerini belirlemek ve ekonomik
bağımsızlığa ulaşmada izlenecek yolu belirlemek.
Misak-ı İktisadi:
Kongrede siyasal bağımsızlıktan ödün vermeden ekonomik kalkınmayı
gerçekleştirmekle ilgili kararlar alındı ve bu Misak-ı İktisadi
(Ekonomi Yemini) adıyla yayınlandı.
Alınan Kararlar :
•
Yerli kaynaklara dayalı ulusal sanayi
kurulmalı.
•
Yabancı tekellerden kaçınılmalı.
•
Küçük işletmelerden süratle fabrikalara
geçilmeli.
•
Özel teşebbüsçe yapılmayan işler devletçe
gerçekleştirilmeli.
•
Özel teşebbüsçe kredi sağlayacak devlet
bankası kurulmalı.
•
Milli bankalar ve Anonim şirketler kurulmalı.
•
Sanayi teşvik edilmeli, yerli malı
kullanılmalı.
•
İşçilerin haklarını düzenlemek için
sendikalar kurulmalı.
Alınan bu kararlar ekonomik politikanın
temelini oluşturmuş Türk milletinin milli bağımsızlığından taviz
vermeden ekonomik gelişmenin ve kalkınmanın milli bağımsızlık
doğrultusunda gerçekleştirilmesi karara bağlanmıştır.
KALKINMA ÇABALARI
Tarım Alanında Gelişmeler
•
Aşar vergisi kaldırıldı, devlet halkçı
niteliğini ortaya koydu. (1925)
•
Ziraat Bankası köylüye kredi vermekle
görevlendirildi.
•
Tarım Kredi Kooperatifleri kurularak köylünün
kooperatifleşmesi sağlandı.
•
Yüksek Ziraat Enstitüsü açılarak köylüye
tarım konusunda yardımcı ve rehber olacak elemanlar yetiştirildi.(
Tarım uzmanı)
•
1929'da Toprak Reform Kanunu (topraksız
çiftçiye toprak dağıtmak için) çıkarıldı ancak uygulanamadı.
•
Devlet üretme çiftlikleri ve tohum ıslah
istasyonları açılır.
•
1923—1929 döneminde en çok tarım gelişir.
Bunda savaş sonrası erkek nüfusun tarıma dönmesinin, tarıma dönük
olumlu siyaset izlenmesinin ve en önemlisi de Aşar'ın
kaldırılmasının rolleri vardır.
Ticaret Alanında Gelişmeler
:
•
Lozan'da kapitülasyonların kaldırılmasıyla
ticaret alanında en önemli engel ortadan kalkmıştır.
•
1924'te yerli tüccara kredi vermek amacıyla
İş Bankası(ilk özel banka) kuruldu.
•
1925'te ticaret ve sanayi odaları kuruldu.
•
1926'da Kabotaj Kanunu çıkarıldı.Deniz bank
kuruldu.( Türk denizlerinde yalnızca Türk gemileri yük ve yolcu
taşıyabilir)
•
1930'da Türk parasının değerini korumak para
işlerini düzenlemek için Türkiye Cumhuriyeti Merkez bankası kuruldu.
•
Ticaretin gelişmesiyle bankacılık,
sigortacılık gelişti, yeni şirketler ve sektörler oluştu.
•
Ticaretin gelişmesi için yeni demiryolları
yapmaya başlandı, yabancıların elindeki demiryolları
millileştirildi.
Sanayi Alanındaki Gelişmeler
•
Cumhuriyet dönemine kadar sanayi alanında
yeterli çalışmalar yapılmamıştı.(Birkaç dokuma fabrikası var) Bundan
dolayı kalkınmak için sanayileşmeye ağırlık verilmeliydi.
•
İlk olarak 1924'te sanayiciye kredi vermek
için Sanayi Bankası kurulur.
Teşvik-i Sanayi Kanunu (28 Mayıs 1927)
•
Cumhuriyet'in ilk yıllarında milli ekonomiyi
gerçekleştirmek için daha ziyade "Özel Girişimi Destekleme
Politikası" izlenmiştir. Özel sektörün sanayi alanında etkin rol
oynaması için Teşvik-i Sanayi Kanunu çıkarıldı. Fakat bu kanun ve
politikalar; sermaye yetersizliği, yetişmiş iş gücü olmayışı,
deneyim ve bilgi eksikliği ve 1929 Dünya Ekonomik buhranı nedeniyle
başarılı olamamıştır. Özellikle Teşvik-i Sanayiden olumlu sonuç
alınamaması ve dünya ekonomik bunalımı Devletçilik'e geçişte etkili
olmuştur.
•
1929 Dünya Ekonomik Bunalımı nedeniyle
hammadde ihracatımız geriledi. Bu durum devletin ekonomi üzerindeki
etkisini arttırdı.
•
1933 yılında I.
Beş yıllık Kalkınma Planı hazırlanarak planlı ekonomiye
geçildi.(Devlet eliyle)
•
1934-1939 yıllan arasında plan uygulandı ve
özel sektörün yapamadığı işler devlet eliyle yapılmaya başladı. Bu
amaçla dokuma, demir, kağıt, cam, kimya alanında bir çok fabrika
açıldı.
•
II. Beş yıllık
Kalkınma planı ise II. Dünya
Savaşından dolayı uygulanamamış. Bu savaş devletçilik ilkesinin
uygulanmasına da engel olmuştur.
•
1933'te Sümerbank, 1935'te Etibank ve MTA
Enstitüsü 1939'da Karabük Demir-çelik Fabrikası açılarak sanayide
devletçilik ilkesi iyice yerleşmiştir.
CUMHURİYET DÖNEMİ İÇ POLİTİK GELŞMELER
Vagon-Li Olayı :
Vagon-li isimli bir Fransız şirketinin Türkiye'deki bürolarında
Fransızca konuşma zorunluluğu olması Türk halkı tarafından tepkiyle
karşılandı. Bir gün şirketten bir memura Türkçe konuştuğu için
hakaret edilmiş,ceza verilmiştir.Bu olayın duyulması üzerine olaya
gençlik tepki göstermiş, şirkette bulunan Atatürk resmi alınarak
halk evine teslim edilmiştir.(25 Şubat 1933). Olay Türk ulusunun
diline sahip çıkması yönünden önemlidir.
Razgard Olayı (1933):
Bulgaristan'da Türk'lerin mezarlarının yağmalanması üzerine
Türk gençliği olayı protesto ederek Bulgar mezarlığına siyah çelenk
koyar.
Atatürk'e İkinci Suikast (1935)
: Ekim 1935'te Çerkez Ethem ve kardeşi Atatürk'e suikast
düzenlemek amacı ile yetiştirdikleri 5 kişiyi gizlice yurda sokar.
Bu kişilerden biri yakalanınca olay öğrenilir. Üniversite gençliği
olayı kınamak için büyük bir gösteri yapar. Türk gençliğinin M.
Kemale bağlılığını gösteren bir olaydır.
Bursa Olayı (1 Şubat 1933)
: M. Kemal Türkçe'ye önem vermiş ve 1930'dan başlayarak
Türkçe'yi bilim-kültür dili haline getirmeye çalışmıştır. Bu amaçla
İsmet İnönü'nün isteğiyle 1 Şubat 1933'te Bursa Ulu Cami'de ezan ve
kamet Türkçe okunmuştur. Halkın bir kısmının olaya tepkisi üzerine
olay büyümeden önlenmiştir.
Tunceli Olayları:
1937 ilkbaharında Cumhuriyet Hükümeti Tunceli'ye yol, okul, karakol
yapımı gibi imar faaliyetlerine başlar.Bölgedeki bazı aşiret
reisleri bu faaliyetleri kendi çıkarları doğrultusunda
beğenmedikleri için ayaklanırlar. Ayaklanma kısa sürede bastırılır.