Osmanlı Devleti
OSMANLI
-KÜLTÜR-UYGARLIK
Devlet Yönetimi:
•
Osmanlı devlet anlayışının temelinde Orta
Asya Türk geleneği ile Türk-İslam devletlerinin etkileri görülür.
•
Osmanlıların geçmişten aldıkları yönetim,
kültür ve medeniyet alanındaki mirası yaşadıkları dönem koşullarına
uygulayarak geliştirdiler.
•
Kut anlayışı egemendir. Yöneticilere kuruluş
aşamasında "Bey" denirdi. I.
Murattan itibaren "sultan" yükselme döneminde de "Padişah" denilmeye
başlandı. Yavuz Sultan Selim'in Mısır'ı fethi ilede "Halife" unvanı
kullanılmaya başlandı.
•
Mutlak yönetici padişah gibi görünse de
padişahın yetkilerini; gelenek-görenek, hukuk kuralları (islam) ve
divan kararları sınırlandırırdı. Kısaca Osmanlı Türk gelenek ve
görenekleri, İslam hukuku ve fethedilen yerlerin kanunlarına göre
yönetiliyordu.
•
Memleket hanedanın ortak malıydı .Bu taht
kavgalarına neden oluyordu.
•
I. Murat döneminde "memleket padişahın ve
oğulların ortak malıdır"prensibi kabul edildi.
•
Fatih sultan Mehmet çıkardığı bir yasa ile
tahta çıkan şehzadeye kardeşini öldürme yetkisi verdi. (Kanunname-i
Ali Osman ) Amaç taht kavgalarını önlemek.(Böylece Türk tarihinde
merkeziyetçilik kurulmuş oldu.)
•
I. Ahmet döneminde
veraset sisteminde değişiklik yapıldı ve hanedanın en yaşlı en olgun
üyesinin tahta geçme geleneği getirildi.(Ekber ve Erşed yasası) Bu
sistem devletin yıkılışına kadar sürdü.
•
Senedd-i İttifak (1808), Tanzimat Fermanı
(1839), Islahat Fermanı (1856) ve Meşrutiyet (1876-1909) ile Padişah
yetkileri sınırlandırılmıştır.
•
Osmanlı padişahlarının erkek çocuklarına
"şehzade" kız çocuklarına "sultan" denirdi. Şehzadeler : Erkek
çocuklar belli bir yaşa gelince lala denilen hocaları gözetiminde
vali olarak sancaklara atanırdı. Böylece yönetim konusunda tecrübe
kazanırlardı. Fakat III.
Mehmet'ten itibaren (1595-1603) sancağa çıkma usulüne son verildi ve
"Kafes Usulüne"" geçildi. Bu durum şehzadelerin tecrübesiz kalmasına
neden oldu.
•
Devleti yönetmek, savaşlarda komutanlık
yapmak, yüksek devlet memurlarını atamak gerektiğinde divana
başkanlık etmek, padişahın görevidir.
Padişahın Egemenliğini Kullanma
Biçimleri:
Ferman : Padişahın
buyruğudur. Nişancı tarafından padişahın imzası atıldığı andan
itibaren
resmiyet kazanır. Her konuda
çıkartılabilir.
Kanunname : İlkini
Fatih yapmıştır. Pek çok kanun bir arada ele alınır. Tuğra ile
yürürlüğe
girer.
Adaletnemeler:
Reayanın (halkın) haklarını askeri sınıfa karşı koruyan padişah
fermanıdır.
Müsadere sistemi :
Bir kimsenin mallarına el koyma. İşlediği suçun durumuna göre mallar
müsadere edilir, (kanunsuz mal elde eden
kişinin) Bu kişi padişah tarafından ölüm cezasına
da çarptırılabilir. Bu sistem özel
mülkiyet güvencesinin olmadığını gösterir.(II. Mahmut
tarafından kaldırılmıştır.)
Divan-Hümayun :
•
Devlet işlerinin görüşülüp karara bağlandığı,
bu günkü bakanlar kuruluna benzer bir teşkilat
•
Hangi din ve mezhepten olursa olsun herkese
açıktır.
•
En yüksek yargı organıdır.(önemli davalara
bakar)
•
Temeli Orhan Bey döneminde atılmıştır. Son
şeklini Fatih verdi.
•
Fatih'ten itibaren başkanlığa sadrazamlar
getirilmiştir.Bu durum sadrazamın önemini artırır. Divan-ı
Humayun'un günümüzdeki Bakanlar Kurulundan farkı;
•
Halk tarafından seçilmemiş olması ve mahkeme
gibi çalışıyor olmasıdır.
• Haftanın belirli
günlerinde Topkapı Sarayın da toplanırdı. Padişah alman kararlara
uymak
zorunda değildi.
II. Mahmut tarafından
kaldırılmıştır.
Diğer Divanlar:
Ayak Divanı :Padişahm
halk ve askerle görüştüğü divandır.
Galebe Divanı: Asker
maaşlarının (ulufe) dağıtıldığında toplanılırdı.
Sefer Divanı: Savaş
sırasında toplanırdı.
Divan Üyeleri:
Vezir-i Azmam :
Padişahın mutlak vekilidir. Onun adına tüm yetkileri
kullanabilir.Başlangıçta 1 vezir vardı.Topraklarm genişlemesi ile
sayısı arttı. Padişahın mührü ile atanır, mührün geri alınması ile
görevinden alınırdı.
Vezirler :
Günümüzdeki devlet bakanı konumunda idiler.Vali olarak
atanabilirlerdi. Vezir-i Azam seferde ise vezirlerden biri ona
vekalet ederdi.
Yeniçeri Ağası:
Yeniçeri ordusunun güçlenmesi ile birlikte divan üyesi oldu.
İstanbul'un denetimi ve güvenliği ondan sorulurdu.
Kaptan-ı Derya :
Kanuni zamanından itibaren divanın üyesi olmuştur. Donanmadan
sorumludur.
Defterdar: Devletin
mali işlerinden sorumludur. Anadolu ve Rumeli olmak üzere iki
tanedir. ,
Nişancı: Padişah
fermanlarını hazırlar. Beratların üzerine padişahın tuğrasını çeker.
Fethedilen arazinin kayıtlarını tutar. Dirlikleri dağıtır.Tapu ve
kadastro işleri ile uğraşır. XVII.
yy'dan itibaren yerini Reisü'l Küttaba bırakmıştır.
Kazasker: Şer'i ve
Örfi hukuk işlerinden sorumludur. Anadolu ve Rumeli olmak üzere iki
tanedir. Kadı atamaları, müderris atamaları, din görevlisinin
atanması, Kadı kararlarını bozma değiştirme görevleri arasmdadır.XVI.
yy'dan itibaren yetkilerinin çoğunu Şeyhülislama devretti
Şeyhülislam:
Halifeliğin alınmasından sonra gücü oldukça arttı. Divanın doğal
üyesi olmamasına rağmen kendisine danışılmak üzere divanda
.bulunmuştur. (Fetva verici) Atamasını Vezir-i Azam önerir yada
padişahın kendisi yapardı.Ulema sınıfının başı olarak Din, Hukuk
Yargı, Eğitim alanlarını denetim altına almıştır. (Ebu Suud Efendi
XVI. yy'da ünlü Şeyhülislam)
Fetva : Şeyhülislamın
gücünün kaynağıdır. Dini alanla ilgili sorulara verilen cevaptır.
Teokratikleşmenin gelişmesi fetvanın gücünü arttırır. Savaş-barış
yeni kanunlar padişahın tahttan alınması gibi konularda fetva
verilebilir.
Reisü'l Küttab :
Divan-ı Hümayun katiplerinin başıdır.
XVII. yy'dan itibaren dışişlerini yönetmiştir.( Divan
kararlarını mühimme denilen defterlere kaydederdi.)
MEMLEKET ( ÜLKE )
YÖNETİMİ
Ülke Eyaletlere bölünerek yönetilmiştir.
Eyaletler merkeze uzaklık, vergilendirme şekli, etnik yapısı gibi
özellikler temel alınarak oluşturulmuştur.Eyaletler üç bölüme
ayrılırdı:
1. Merkeze Bağlı Eyaletler:
Dirlik sisteminin uygulandığı eyaletlerdir. Bu eyaletler
dirliklere ayrılır asker ve görevlilere verilirdi. Bu eyaletlere
yıllıksız (salyanesiz) eyaletlerde denirdi. Çok yaygın olan bu
eyaletlerin yöneticileri doğrudan merkezden atanırdı. Başta 2
taneydi, (Anadolu ve Rumeli )sonradan sayılan artmıştır.(Anadolu,
Rumeli, Bosna, Şam,Trabzon ,Kıbns, Diyarbakır...)
Eyaletlerin yöneticisi " Beylerbeyi"(En
yüksek devlet görevlisi)
Asayiş <=> Subaşı
Adalet <=> Kadı
Eyalet, sancak , kaza ve köylere
ayrılırdı.
Sancak
Yönetim <=> Sancakbeyi
Asayiş
<=>Subaşı
Asayiş =>
Kadı
Kaza
Yönetim <=> Subaşı
Asayiş
<=> Kadı
Köy
Yönetim <=> Tımar Beyi
Asayiş <=>Tımar
Beyi
Adalet <=> Kadı Naibi
NOT :
Beylerbeyine " Has" denilen dirlikler verilirdi. Savaş zamanı
kendine bağlı sancakbeyleri ve askerlerinin başında orduya
katılırdı.
NOT : Şehzadelerin
atandığı sancaklara sancakbeyi atanmazdı.
2. Özel Yönetimli (
Salyaneli ) Eyaletler: Merkezden uzak ve tımar
sisteminin uygulanmadığı eyaletlerdir. Bu eyaletlerin vali ve
askerlerine salyane denilen maaş verilirdi. Bu eyaletlerin yıllık
vergileri iltizam yolu ile mültezimler tarafından toplanırdı.(Mısır
,Bağdat, Yemen ,Cezayir,Tunus)
İltizam Sistemi: Bir
yerin vergisinin açık artırma yolu ile ihale edilmesidir. Mültezim
devlete peşin ödeme yapar zamanı gelince devletin yerine bölgenin
vergisini toplardı.
3.Bağlı ( İmtiyazlı)
Eyaletler: İç işlerinde serbest (özerk)
eyaletlerdir.Merkeze
bağlıdır.Yöneticiler kendi halkı tarafından seçilirdi.Yıllık vergi
verir, asker yollardı. Bey ,
Han, Şerif, Voyvoda denilen kişiler tarafından yönetilirdi.(Erdel,
Eflak, Boğdan, Hicaz,
Kırım, Lehistan)
•
Hicaz vergi ve askerden muaftı.(dini kent)
•
Kuruluş devrinde Osmanlı merkezleri sırasıyla
Söğüt, Bilecik, Yenişehir, İznik, Bursa. Edime olmuştur.
OSMANLI ORDUSU
•
Osmanlı ordusu
Anadolu Selçukluları, İlhanlılar
ve Memlüklüler örnek alınarak
oluşturulmuştur.
•
Orhan Bey döneminde Yaya ve Atlı (müsellem)
ordusu kurulmuştur.
•
I. Murat döneminde
Kapıkulu ocağı kurulmuştur.
•
XV. yy'da Osmanlı
ordusu kara ve deniz olmak üzere iki bölümden oluşuyordu.
1- Kara Ordusu :
Ücretli olup 3 ayda bir "ulufe" denilen maaş alırlardı. Merkez
ordusudur ve padişah değiştiğinde "Culüs" denilen bahşiş alırlardı.
Piyade ve Süvari olmak üzere iki kısımdan oluşurdu.
I Piyadeler (Yaya) : Acemi Oğlanlar
Ocağı : Devşirme sistemi ile toplanan Gayri Müslim
çocuklar Türk-İslam kültürü alarak yetiştirildikten sonra önce Acemi
oğlanları ocağına daha sonra da Yeniçeri ocağına alınırdı.
Yeniçeri Ocağı:
Kapıkulu askerlerinin en önemli kısmıdır. Savaş ve barışta padişahı
korumakla görevlidir.Evlenmeleri başka bir işle uğraşmaları yasaktı.
Ocak II. Mahmut tarafından
kaldırıldı.
Cebeciler: Ordunun
silahlarını yapan, koruyan, onaran sınıf. Topçu
Ocağı: Topları döken ve savaşta kullanan kısım.
Humbaracılar : Havan
topu ve el bombası yapan ocak.
Lağamcılar: Kale
kuşatmalarında tünel kazan patlayıcı döşeyen ocak.
Süvariler (Atlı)
Sipah ve Silahtar:
Savaş zamanı hükümdarın sağ ve sol yanında durarak hükümdarı
korurlar.
Sağ ve Sol Ulufeciler
-.Savaşta sancakları korurlar.
Sağ ve Sol Garipler:
Savaşta ordunun ağırlıklarını ve hazineyi korurlar.
II
Eyalet Askerleri (Tımarlı Sipahiler)
•
Dirlik sahiplerinin beslemek zorunda
oldukları atlı askerlerdir.
•
Maaşları dirlik sahiplerince karşılanır.
•
Barış zamanı toprakların işlenmesine katkıda
bulunurlardı.
•
Bu sistem devletin ekonomik yükünü
azaltmıştır.
•
Ordunun en kalabalık ordusu ve devletin
dayandığı en büyük kuvvettir.
•
Her bir atlı askere "Cebelü" denirdi.
III
Yardımcı Kuvvetler:
•
Bağlı Beylik ve kuvvetler: Kırım, Eflak,
Boğdan
•
Yaya ve Müsellemler.
•
Gönüllüler.
•
Sakalar: Ordunun su
ihtiyacını karşılarlar.
•
Azaplar : Bekar Türk
gençleri.
•
Akıncılar: Uç ve sınır
boylarında keşif hizmeti yaparlar.
•
Derbentçiler: Geçitleri
denetim altında tutarlar.
2. Donanma :
Karesi beyliğinin ve daha sonraki
dönemlerde Saruhanoğulları, Menteşeoğulları ve Aydınoğullan
beyliklerinin alınması ile Osmanlı denizciliği gelişmeye başladı.
İlk büyük tersane Osmanlı tersanesi Yıldırım döneminde Gelibolu'da
kuruldu. En büyük tersane Haliç tersanesi idi.
•
Donanma Kanuni döneminde en parlak zamanını
yaşadı.
•
Osmanlı donanması ile son fethedilen yer
Girit'tir.(1639)
•
Çeşme, Navarin, Sinop baskınlarında Osmanlı
donanması Rus donanması tarafından yakılınca bir daha toparlanamadı.
•
II. Abdülhamit
döneminde kara ordusuna ağırlık verilmiştir.
•
Donanma komutanına "Kaptan-ı Derya "deniz
askerine de "Levent" denirdi
OSMANLI TOPRAK DÜZENİ
Ekonominin temeli toprağa dayanıyordu.
Toprakların büyük kısmı devlete ait olup işletmesi reayaya
bırakılmıştır. Topraklar mülkiyet hakkı bakımından 3'e
ayrılmıştır.(Mülk,Miri,Vakıf)
Mülk Arazi: Devlet
kurulduğunda mülkü olanlar vardı. Ayrıca devlet hizmeti ve askeri
alanda üstün başarı gösteren kimselere devletin bağışladığı
topraklar da vardı. Bu topraklar satılabilir, miras bırakılabilir,
vakfedilebilirdi.
Vakıf Topraklar:
Geliri dini ve sosyal kuruluşların yapımı için ayrılmış topraklardı.
Vergiden muaf tutulan bu araziler alınıp satılamazdı.
Miri Arazi: Doğrudan
devlete ait arazilerdir. Ekilip-biçilip işlenmesi amacı ile çeşitli
kişilere bırakılmıştır. Miri arazi çeşitli bölümlerden meydana
gelmekteydi.
Dirlik, Ocaklık, Yurtluk, Mukataa,
Paşmaklık ve Malikane.
Dirik Arazi: Miri
arazinin en önemli bölümüdür. Gelirleri komutanlara ve devlet
memurlarına dağıtılan topraklardı. Bu araziyi ekip biçenler devlete
ödemeleri gereken vergiyi devletin göstereceği memurlara ve
sipahilere öderlerdi. Böylece devlet hazinesinden maaş çıkmadan
maaşlar ödenmiş oluyordu. Dirlik araziler gelirlerine göre Has,
Zeamet ve Tımar olmak üzere 3'e ayrılmıştır
Has: Yıllık geliri 100 bin akçeden fazla
olan dirliklerden padişah ve ailesine, şehzadelere, divan üyelerine,
sancak beylerine verilirdi.(üst dereceli kişiler)
Zeamet: Yıllık
geliri20 bin ile 100 bin akçe arasında olan dirliklerdir. Orta
dereceli devlet memurlarına verilirdi.
Tımar :Yıllık geliri
3 bin ile 20 bin akçe arasında olan dirliklerdir. Savaşlarda
yararlılık gösteren sipahilere verilirdi.
Ocaklık Arazi:
Gelirleri kale muhafızları ve tersane giderlerine ayrılan
arazilerdir.
Yurtluk Arazi:
Gelirleri sınırlan korumakla görevli askerlere ayrılan topraklardır.
Mukataa Arazi: Geliri
doğrudan hazineye ayrılan topraklardır.
Paşmaklık
Arazi:Geliri padişah hanım ve kızlarına ayrılan topraklar.
Malikane Arazi: Üstün
hizmet karşılığı devlet görevlilerine verilen topraklardır.
İskeleler, Madenler, Pazarlar, Geçitler, Mukataa konusu olabilir.
Tımar Sisteminin Yararlan
•
Nakit para harcamadan maaşların karşılanması.
•
Gerekli insan gücünün çalıştırılması.
•
Güvenliğin sağlanması.
•
Üretimin sürekli hale getirilmesi.
•
Bayındırlık işlerinin yürütülmesi.
•
Devlet otoritesinin her tarafta hissedilmesi.
Tımar Sisteminde
•
Çıplak mülkiyet padişaha aittir.
•
Kullanım hakkı köylüye aittir.
•
Vergi geliri tımar sahiplerine aittir.
Tımar Sistemin Bozulması
(II. Mahmut kaldırdı)
•
Tahrirlerin sık sık ve gerçeğe uygun
yapılmaması.
•
Rüşvetle tımar dağıtılması.
•
Köylerin boşalması.
•
Çift bozanların artması.
•
Devletin giderlerinin çoğalması nedeni ile
iltizamın yoğunluk kazanmasına yol açmıştır. İltizam Sisteminde;
•
Devletin nakit paraya duyduğu ihtiyaç
yüzünden önce uzak sonra tüm bölgelerin vergileri iltizama verilir.
•
Defterdarın denetiminde yapılan bir ihale
işlemidir.
•
Açık arttırmada kim devlete en yüksek bedeli
peşin ödüyorsa o kişi iltizama sahip olur.
•
En önemli sakıncası halk ile mültezimin karşı
karşıya kalmasıdır.( Mültezim halktan daha fazla vergi
toplayabiliyordu.)
•
Halkın devlete güveni azaldı.
•
1839 yılında kaldırıldı.
OSMANLI'DA HUKUK
Osmanlı'da hukuk Türk-İslam devletleri
ile aynıdır.Yani ikili bir karaktere sahiptir.
•
Şer'i Hukuk
•
Örfi Hukuk
Şer'i Hukuk: İslam
özel hukukudur. Fetva ile yeni durumlara cevap aranmaya çalışılır.
Yargılama Usulü
Yargılamaları kadı yapar. Kadı kararlarına itiraz kazaskere yapılır.
Kadı şer'i hukuku uygulayan yargıçtır. Doğrudan kazaskere bağlıdır.
Örfi Hukuk : Şeriatın
dışında sultanların örf ve geleneklerine göre koydukları
kurallardır.
Yargı Usulü: Kadılar
ve asker kadılar davalara bakar. İtiraz yine kazaskere yapılır.Örfi
hukuka aykırı eylemler genelde doğrudan cezalandırılır. Askeri
davalara bakan kadı, asker değilse hüküm verilmesini kazaskere
bırakır.
Mahkemelerin verdiği kararları kabul
etmeyenler bir üst mahkeme olan Divan-ı Hümayun'a müracaat
edebilirler.
OSMANLIDA EĞİTİM-ÖĞRETİM
Sibyan/Mahalle Mektepleri:
•
Eğitimin ilk basamağıdır.
•
Camilerin yanında bulunurdu.
•
Öğretmenler özel eğitim görmüş kimseler
değildi.
•
Belli süre ve sınıf yoktu.
•
İslam ile ilgili ilk bilgiler verilirdi.
•
Karma eğitim yapılırdı.
Medrese:
•
En önemli eğitim kurumlarıdır.(İhtiyaçlarını
vakıflar karşılıyordu)
•
İlk Osmanlı medresesi Orhan Bey tarafından
İznik'te açıldı.
•
Bilim-adalet-yönetim kademelerinde görev
alanların önemli bir kısmı medresede eğitim görmüştür.
•
Giderleri vakıf tarafından karşılanırdı.
•
Dersleri müderris denilen öğretmen verirdi.
•
Eğitim dili Arapça 'dır.
•
Dini bilimler pozitif ve Sosyal Bilimler
okutulurdu.
XVII. yy.'dan
itibaren medreseler bozulmaya başladı ve pozitif bilimler terk
edildi. XIX. yy.'dan itibaren
batı tarzında modern okullar açıldı. Medreselerinde varlığını
sürdürmesi eğitim ve kültür alanında ikiliğin ortaya çıkmasına sebep
oldu.
Azınlıklar ve Yabancı Okullar:
•
Azınlıklar 1856 Islahat Fermanı ile kendi
okullarını açmaya başladılar.
•
Kapitülasyonların verildiği imtiyazlara
dayanan yabancılar da pek çok okul açmışlardır.
Bu okullar ;
•
Osmanlı düşmanlığını körüklemiş,
•
Misyonerlik faaliyetlerinde bulunmuş,
•
Devlet bunları denetleyememiştir.
Enderun (Devlet Akademisi)
Tam olarak Fatih döneminde kuruldu.
Önceleri gayr-i müslim çocuklar gençler alınırdı. Sonraları
Müslümanlar da alındı. Eğitim Türkçeydi. Askeri işler, Saray işleri,
Beden Eğitimi, Sanat, İslami bilimler konusunda eğitim veren ve
devlet adamı yetiştiren okullardır. Mezunlar idareci, komutan, usta
ve sanatkar olurlardı. 1909'da kapanmıştır.
Loncalar:
•
Kalfalık-ustalık-çıraklık gibi eğitimleri iş
içinde verirlerdi.
•
Ahilik kültürü öğretilirdi.
•
İş-Ahlak temelinde eğitim görürlerdi.
OSMANLI DEVLETİNDE EKONOMİ DÜZENİ
Tarım:
•
Ekonominin temelini oluştururdu.
•
Tarım yöntemini belirleyen en önemli uygulama
tımar sistemiydi.
•
Vergilerin büyük kısmı tarımsal
faaliyetlerden alınırdı.
•
Osmanlı ekonomisine büyük katkı
ağlamıştır.
Ticaret:
•
Osmanlı Devleti ticarete Anadolu Selçukluları
gibi bakmamıştır.
•
Ülkenin coğrafi
konumlarının sağladığı avantaj lan
kullanarak gümrük vergilerini arttırmıştır.
Çünkü İpek ve Baharat yollarının önemli bir mesafesi Osmanlı
sınırları içerisindeydi.
•
Ticari faaliyetleri birden fazla gümrük ile
vergilendirmiştir.
•
Kervansaraylar, hanlar, bedestenler, kapalı
çarşılar ticarete yönelik çalışmalardır.
Sanayi:
•
Maden kaynakları iltizama verilmiştir.
•
Silah hammaddesinin çıkarılmasına öncelik
verilmiştir.
•
En önemli sanayi kuruluşları devlete aittir.
•
Lonca teşkilatı önemlidir. Ekonomik hayatın
temeliydi. Başlıca görevleri;
•
Ürünlerin kaliteli yapılmasını sağlamak ve
fiyat belirlemek,
•
Esnaf ile hükümet arasındaki ilişkiyi
düzenlemek,
•
Ürünlerin zararını karşılamak ve kredi
sağlamak, Batıda başlayan sanayi inkılabının etkisi ile yerli sanayi
çöktü.
Hayvancılık:
•
Ülkede göçebelik-yarı göçebelik hayatı vardı.
•
Göçebeler ve yarı göçebeler hayvan sayısının
üzerinden vergilendirilirlerdi.
Şer'i Vergiler:
Öşür: Müslümanlardan
alman ürün vergisi. Alman oran bölgeden bölgeye değişir. 1925'te
kaldırıldı.
Haraç: Gayr-i
Müslimlerden araziye bağlı olarak alınan ürün vergisidir. Islahat
Fermanı ile kaldırıldı.
Cizye: Gayr-i
Müslimlerden alman kafa vergisidir. Askerlik yapmaya uygun
kişilerden
alınırdı. Islahat Fermanı ile kaldırıldı.
Örfi Vergiler:
Avarız: Olağan
üstü durumlarda topluluktan topluca alınan ve doğrudan hazineye
aktarılan vergidir.
Ağnam: Hayvan vergisi
olarak alınır.Domuzlardan da alınırdı.(2 koyundan5 akçe)
İspence: Çift
resminin Gayr-i Müslimlerden alınması.
Çift Resmi: Toprağı
kullanma karşılığı olarak alınırdı.
Çifte Bozan: Toprağı
boş bırakan köylüden alınır.
Para
İlk bakır para <=>
Osman Bey
İlk gümüş para <=>OrhanBey
İlk altın para
<=> Fatih
İlk kağıt para <=>
Abdülmecit
NOT: Kapitülasyonlar, Sanayi devrimi,
Ticaret anlaşmaları Osmanlı ekonomisinin
çökmesine neden olmuştur. 1838'de
İngiltere ile yapılan Balta Limanı Antlaşması ile
Osmanlı yerli sanayisi çökmüştür.
Maliye:
•
İlk mali teşkilat I. Murat zamanında
hazırlandı.
•
İlk bütçe Tarhuncu Ahmet Paşa tarafından
oluşturuldu.
•
Vergiler tahrir defterlerine yazılırdı.
•
Vergilere Tekalif denirdi.
Resim:
•
Portresini yaptıran ilk padişah Fatih'tir
•
Resim öğrenimi için ilk kez Fatih tarafından
İtalya'ya öğrenci gönderilmiştir.
•
XIX. yy.'dan
itibaren askeri okullara resim dersi konulmuştur.
•
Bu nedenle ilk ressamlar asker
kökenlidir.(Şeker Ahmet Paşa)
•
1872'de ilk kez resim sergisi açılmıştır.
•
Daha çok manzara resimleri yapılmıştır.
Osman Hamdi Bey:
Ressam, Arkeolog, Arkeoloji müzesi ve Sanay-i Mektebi Alisi
kurucusudur. Eski Türk hayatını canlandıran resimleri ile ünlüdür.
Matrakçı Nasu
: Barbaros'un Akdeniz seferi ve Kanuni'nin
Macaristan seferinin minyatürlerini çizmiştir. Önemli minyatürcüdür.
Nigari (Haydar
Reis) :Kanuni, Barbaros, II.
Selim'in portrelerini çizmiştir.
Levni: Son büyük
minyatür ustasıdır. III.
Ahmet dönemini canlandıran minyatürleri vardır.
Şeyh Hamdullah:
Osmanlı Hattatlarının piri sayılmıştır.
Hafız Osman: Yazdığı
Kur'an çoğaltılarak İslam dünyasına yayılmıştır.
Minyatür :
•
Kitap resmidir, derinlik yoktur, kişiler
mevkilerine göre çizilir.
•
Gelenekçidir.
•
Gerçek olduğu gibi yansıtılmaya çalışılır.
•
Sürname - Hünername : Minyatür kitapları bu
adı taşır. Sanat alanında; süsleme, hat, tezhip, minyatür, çinicilik
ve ciltçilik gelişmiştir. Bilimde; Matematik-Ali Kuşçu, Tıp-Akşemseddin,
Tarih-Lütfı paşa, Coğrafya-Piri Reis önemli bilim adamlarıdır.
Dil:
Resmi dil : Türkçe
Edebiyat dili: Farsça
Eğitim dili : Arapça
Bu üç dilin karışımından Osmanlıca dili
ortaya çıkmıştır.
Divan Edebiyatı: Konu
: Aşk,güzellik,tasavvuf
Nesimi,Ahmedi ,Fuzuli, Baki, Nefı, Nedim
(önemli temsilcileri)
kaside, mesnevi, rubai, gazel, şiir (Şiir
biçimleri)
Halk Edebiyatı: Sözlü
geleneğe dayanır.
•
Saz şairleri tarafından temsil edilir.
•
Pir Sultan, Öksüz Dede, Köroğlu, Karacaoğlan
ve son dönemde Dadaloğlu
Tekke Edebiyatı: Dini değerleri temel
alır.
Hem halk edebiyatı hem de divan edebiyatı
ile iç içe bir gelişme gösterir. Hacı Bayram, Kaygusuz Abdal, Şeyh
Galip.
OSMANLI TOPLUMU
Askeri
Reaya
Devlet çalışanıdır.
Askeri sınıf dışında
kalanlar
Vergi vermez.
Köylü
Müslüman olmak ve Türkçe bilmek
zorunludur.
Göçebe
Islahat Fermanından sonra Gayr-i
Müslimlerde
Şehirli
memur yapıldı.
Tüccar
Mallan müsadereye tabi tutulabilir.
Vergi verirler.
Seyfiye: Vezir
,Beylerbeyi ,Sancakbeyi
Kalemiye: Nişancı,
katip, defterdar.
İlmiye : Kazasker,
müftü, şeyhülislam.
l.Erken (ilk) Dönem Osmanlı Sanatı:
Devletin kuruluşundan 1501 tarihinde Klasik devrin
başlangıcına kadar sürmüştür.
2.Klasik Dönem
Osmanlı Sanatı: Osmanlı Sanat alanında en parlak dönemini
yaşamıştır.XV. yy'ın
ikinci yansından
XVIII yy.'a kadar sürmüştür.
3.Geç Dönem: Osmanlı
Mimarisi:XVIII yy.dan itibaren başlar Lale devri ile başlayan bu
dönemde Batılılaşmanın etkileri görülmeye başlar.Osmanlı mimarisi
batılılaşma dönemine Lale devri olarak adlandırılan geçiş dönemi ile
adım atar.
Anadolu Hisarı
I. Beyazıt tarafından
yaptırılmıştır.
Rumeli Hisarı Fatih
tarafından yaptırılmıştır.